ABD-Çin Tarife Savaşının Açık Denizlere Yansıması
ABD'nin Çin’den gelen tüm malların ithalatına istisnasız olarak uyguladığı tarifeler Mayıs itibarıyla ortalama yüzde 50 ye yükselmiş bulunuyor. Buna karşılık, Çin'in Amerikan mallarına uyguladığı tarifeler ortalama yüzde 32 civarında. Oranların sekiz yılda neredeyse 1.5 kat artmasının Amerikan bütçe gelirlerine, üretim ve tüketime ne kadar yansıdığı henüz belli değil. Zaten bu nedenle ekonomik olmaktan çok, siyasi rekabet, uyarı veya cezalandırma amaçlı olduğu düşünülüyor. Mayıs ayında Cenevre’de yapılan görüşmelerde, bazı kısıtlayıcı önlemleri kaldırması karşılığında Çin'in ABD'ye nadir mineralleri ihraç etmeye başlayabileceği ve denetimli ürünlerin ABD ne ihracat başvurularının onaylanacağı açıklanmıştı. Ancak Haziran’da ipler yeniden gerildi. ABD Ticaret Sekreterliği, çelik türevi ürünler listesine ev aletlerini de ekleyerek bunların ithalatına yüzde 50 ek tarife uygulanacağını ilan etti. Nihai ürün yerine, içerdiği çelik oranına göre uygulanacak olan yeni tarife, Haziran sonundan itibaren yürürlüğe girmiş bulunuyor. Şu anda ek yüzde 50 tarifeye tabi mallar arasında, buzdolabı ve dondurucular, kurutucular, çamaşır ve bulaşık makineleri ile ocaklar var. Çin boyutunda olmasa bile Trump yönetimi tüm ticaret ortaklarını tarife bombardımanına tuttuğu için başka ülkelere ticaret kayması pek yok gibi. Ama beyaz eşya ve diğer elektrikli ev aletlerinde Alman ve Fransız firmalarının Türk firmalarına göre Amerikan pazarına girme şansı daha fazla olduğu halde, onlar için bile ölçek ve teknik şartlarla ilgili zorluklar var. Ama kalite, marka, dayanıklılık ve satış sonrası hizmetler gibi ayrıntılar da Türk ürünlerinin şansını azaltmakta.
“Harika” Anlaşma Kaçakçılığı Teşvik Eder mi?
ABD-Çin ticaretindeki tarife uygulamaları, yeni değişikliklerle ikili ilişkileri iyice karmaşık hale getirmiş durumda. Özellikle ürün gruplarına özgü denetimler artarken geçerli olacak kurallara ilişkin yönergelerin hazır olmaması önemli bir sorun. Belirsizliğin maliyetinin bu yıl ABD ve Çin kadar, dünya ticaret sistemine çıkacağı kesin. WTO sistemi çökertildi. Çok taraflılık güvencesindeki tarife adaleti ilkesi de berhava. Çok taraflı ticaretin tahtına yeniden oturan ikili ticaret, teşvik uygulamalarında keyfiliği arttırıyor. Bu özellikle yaygın yolsuzluğun bulunduğu ülkelerdeki düzeni daha da bozmak için yeterli. ABD ve Çin arasındaki tarife makasının açılmasını Trump, yaptığı “harika” anlaşmanın sonucu kabul ediyor ve umursamıyor. Ancak bu Çin’in........
© Muhalif
