menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Oysa hiç karşılaşmamıştık

12 9
18.10.2025

“İçerisi çok sıcaktı, biz çok küçük. Sokulduk birbirimize iyice ısındık, bekledik, büyüdük. Fazla büyüyünce daraldık, doğmak istedik. ‘Önce ben’, ‘Hayır ben’ diye kavga ettik. Birbirimizi tırmaladık.

Evde şenlik var. Annemize bizimle birlikte yatabilmesi için büyük bir yatak alınmış. Görseniz, var ya koskocaman. Her sabah kavga dövüş oynadığımız kulak ısırmaca oyununda hepimiz o yatağa sığıyoruz, üstelik oyunda hakem olan annemiz ve daha bir çok seyirci de yatağın üstüne oturabiliyor.

Oyun bittikten sonra annem hepimizi bir güzel muayene ediyor ve bir kraliçe edasıyla o koca yatağın ortasına kuruluyor. Bize bakıp sırt üstü uzanıyor. Biz yenidoğan kardeşler de süt emme sırasına giriyoruz. Ev sahipleri rahatsız etmek istemiyor ama yine de düzenli olarak bizi seyretmeye geliyorlar. Biz mır mır meme emiyoruz onlar mırıl mırıl konuşuyor. Yüzlerinde kocaman bir gülümseme oluyor. İçlerinden biri küçük, bizi sevmek istiyor. Elini bana doğru uzatıyor ama annesi engel oluyor. ‘Erkancığım’ diyor. ‘Daha çok küçük, biraz büyüsün öyle seversin’. Erkan ağlıyor. O daçok küçük, henüz konuşamıyor. Ben de ağlıyorum, henüz........

© Muhalif