menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

MELİK’TEN MÜTEKEBBİR’E SEYİR

10 13
03.10.2025

Haşr Sûresi’nin 23. âyeti de tıpkı 22. âyetin başlangıcında olduğu gibi “Huvallâhullezî lâ ilâhe illâ huve” yâni “O Allah ki; O’ndan başka ilâh yoktur” ifâdesiyle başlamaktadır. Bizler Allah’ı bu âlemi yarattıktan sonra kendi köşesine/tahtına çekilmiş bir varlık gibi algılamanın yanılgısı içerisindeyiz. Hâlbuki Allah, oluşun içerisindedir veyâ başka bir ifâde ile Allah, oluşun yâni ilâhi isimlerin tecellî seyrinin adıdır. Bu tecelli seyri değişmez bir realite olarak her an kesintisiz olarak sürmekte ve bu süreç Allah’ın hüviyetinin yâni “” isminin faaliyeti/işleyişi olarak “Rubûbiyet” alanını ortaya çıkarmaktadır. İşte âyet bunu bize ikinci kez hatırlatmakta ve âlemde “”dan başka ilâh olmadığını ve varlıktaki tüm fiillerin aslî kaynağının “O” olduğunu vurgulamaktadır.

Bu vurgunun arkasından da Esmâ’ül Hüsnâ’dan sekiz isim sıralanmakta, sonunda âyet, Allah’ın insânların ilâhlık yakıştırdıkları veya şirk koştukları her şeyden aşkın/münezzeh olduğu ifâdesiyle noktalanmaktadır: “O Allah ki; O’dan başka ilâh yoktur. Melik’tir, Kuddüs’tür, Selâm’dır, Mümin’dir, Müheymin’dir, Azîz’dir, Cabbar’dır, Mütekebbir’dir. Allah, şirk koşulan şeylerden uzaktır.[1]

Önce şunu bilmeliyiz ki; Allah’ın tüm isimleri, Onun âlemdeki/varlıktaki tecellîleri anlamına gelmektedir. Yâni âlem/varlık, Allah’ın sonsuz/sayısız isimlerinden meydana gelmiştir. Aynı zamanda bu isimler, o varlıkların istidadını/yeteneklerini/kabiliyetlerini oluşturmaktadır. Her bir isim Hakk’ın, tecellî bakımından, O’na mahsûs özel bir vechesi ya da özel bir sûretidir ve bu yönüyle de her isim Zât ile özdeştir. Ama bunun........

© Mir'at Haber