BAŞKALARI HAKKINDA OLUMSUZ TAVIRLAR
İnsanlar birbirleri hakkında karar verirken dikkatli olmak zorundadırlar. Elde kesin bilgi, belge, haber ve şâhit olmadan birisi hakkında verilecek hüküm, karar, fetva yanlış olabilir. Bu da vebâldir ve zararlıdır.
Bu konuda müslümanların daha titiz olması beklenir. Zira müslümanlar Allah’tan gelen eskimez ve mükemmel ölçülere, âhirete, orada amellerinden ve sözlerinden hesaba çekileceklerine inanırlar.
Bundan dolayı hesabını veremeyecekleri işleri yapmamaya, altından kalkamayacakları sözleri sarfetmemeye özen göstermeliler.
Ama ne yazık ki pratikte bu böyle değil. Müslüman toplumlarda da, diğerlerinde de başkaları hakkındaki görüşlerde ölçü kaçırılıyor. İnsanlar birbirlerinin aleyhinde olumsuz konuşuyorlar. Karar vermekte acele ediyorlar. Erken kızıyorlar ve yanlış karar veriyorlar.
Hasım bildiklerinin aleyhine de ölçüsüzce davranıyorlar. Hele bazı olaylarla birlikte, anlaşmazlıklarda, gruplar-kesimler arasındaki rekabetlerde; aman Allah’ım! ne ölçü kalıyor ne teenni, ne insaf kalıyor ne merhamet, ne hakşinaslık kalıyor ne adalet…
Sorumlu insana düşen ulu orta, delilsiz, mesnetsiz karar vermek, atıp tutmak, dedikodularla değil; teenni ile hareket etmek, kimsenin hakkını tecavüz etmemek, insaf ve merhametle hareket etmek, yarın pişman olacağı sözleri söylememek, işleri yapmamaktır.
İnsan, bir şey, bir kimse hakkında karar verirken, yani hükmederken neye dayanır? Eğer akıl delile ve hakkaniyete değil; hevâya (keyfe), tarafgirliğe ve ırkçılığa (asabiyete), düşmanlık saplantısına, ya da bilgisizliğe dayanırsa, hata yapar. İsabetli ve âdil karar veremez.
Piyasada dolaşan yerli yersiz eleştirelere, iftiralara, hakaretlere, suçlamalara, önyargılara, yargısız infazlara bir de bu açıdan bakmalı.
İslâm müslümanlara her konuda ve herkese karşı adaletli olmayı, merhametle davranmayı, özellikle herkesin hakkına riayet etmeyi emrediyor. (Bkz: Nahl 16/90. Mâide 5/8, 42. Nisâ 4/58. Vd.)
-Başkaları hakkında 4 olumsuz tavır
1.Duyulan her şeye itibar etmek
Ey iman edenler, bir fâsık (aşırı günah işleyen biri) size bir haber getirirse onu araşatırmadan, incelemeden, doğruluğundan emin olmadan inanmayın. O şaibeli haber üzerine hüküm bina etmeyin. Olur ki bilmeden bir kişiye, bir topluma zarar verirsiniz, iftira atmış olursunuz. Dolaysıyla kendinize de zarar verirsiniz.
Ya duyduğumuz haberi araştırma imkanı yoksa? O zaman da en iyisi susmak, hemen karar vermemek.
Günümüzde haber kaynaklarının çoğu yalan üretme fabrikası gibi çalışıyorlar. Sahipleri de bırakınız fâsık olmayı, Kur’an’ın inkârcı, müfsit, kezzab, münafık, şeytanın evliyâsı (dostları) dediği kimseler.
Bunun için yazılı ve görsel medyanın verdiği, sosyal medyada dolaşan ve hızla yayılan haberlere, dedi-kodulara, propaganda amacı taşıyan düzmece haberlere ihtiyatla yaklaşmak........
© Mir'at Haber
