menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Üç resim, üç kimlik, tek gerçek

13 0
21.08.2025

Tarih, yaşanmış olayları tespit etmek anlamına gelen e-r-h kökünden türemiştir. Zamanın akışına göre olayları sıralarız. Bunun için takvim kullanırız. Hz. Ömer, Müslümanların, yaşadıkları olayları bir düzen içerisinde hafızalarında kaydedebilmesi için hicreti sınır olarak belirledi ve Ay’ın hareketlerini esas alan hicri takvim ortaya çıktı. Bu yazı Hicri 1447 yılında kaleme alındı. Hicret’ten beri yaşanmış olaylar, bir kronolojiyle elimizde bulunuyor. Ancak yakın tarihimizdeki pek çok hadise, yaşanmış ve kayıt altına alınmış olmasına rağmen hatırlanamıyor.

Tarihte yaşanmış hadiseler, kâğıda yazıldığında sadece kronoloji olarak kalır. Bunlar arasında bir ilişki kurabilmek, gerçek tarihçiden beklenendir. Mütefekkir, bu ilişkiler ağını kurarak gelecekle ilgili dersler ve ibretler çıkarabilendir. Sanatçı, tarihteki resimleri analiz edip oradaki ruhu ya da saklanan gerçeği deşifre edebilendir. Müftî, tarihte yaşanmış birbirine benzeyen olaylara verilen fetvaları (eşbah ve nezair) mukayese edip analiz yapabilen ve bu perspektifle fetva verebilendir. Tarih önümüzde yaşanıyor ve pek çok olay, biz mukayese etme fırsatı bulamadan yitip gidiyor.

İlk fotoğrafın 1827 yılında çekildiğini düşünüyoruz. Olayların fotoğraflanmaya başlandığı tarihten beri pek çok resim çekildi. Bu resimler, bize yaşanmış gerçekleri oradaymış gibi hissettiren bir duygu taşıdı. Ancak beraberinde içlerinde bir tarihi de barındırıyorlardı. Çekilen her resim, bir tarih kaydıdır. Farklı resimler arasında analiz yapıp tarihi okuyabilirsek pek büyük hakikatlere ulaşabiliriz. Resimlerden tarihi okuma denemesi yapmaya ne dersiniz?

Aşağıda üç resim görüyorsunuz. Bu resimler, kronolojik sıraya göre yerleştirildi. Üç resme bakarak analiz yapacağız ve tarihin resimlerden nasıl okunabileceğini tespit etmeye çalışacağız.

İlk resimde (solda) el-Fetih saflarında Siyonistlerle savaşan Delâl Muğrabî isimli hanımefendi........

© Milli Gazete