menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sormadıkça, sorgulamadıkça…

7 33
previous day

Ekonomik vaziyetin vahameti, yanlış ekonomi politikalarında ısrarın ibretlik bir yoksullaşma hikayesine dönüştüğü ve çok kısa sürede çok hızlı bir yoksullaşmayı yaşayan halkın “enflasyonla mücadele”nin tüm yükünü sırtlanmak zorunda bırakılması neredeyse hiç konuşulmuyor, gündeme gelmiyor ve getirilmiyor. Geçinebilmek, ay sonunu getirebilmek için tam manasıyla bankaların kucağına itilen, krediler ve kredi kartları olmasa en temel ihtiyaçların dahi her geçen gün eriyen reel geliriyle karşılayamayacak duruma gelen, emekli maaşı ancak kirayı karşılayabilen milyonlarca insanın durumu bir türlü hak ettiği değeri görmüyor. Konuşulmaya değer bir konu başlığı olarak değerlendirilmiyor demek.

Siyasi iktidara bakılırsa enflasyonun beli veya boynu kırılmış, işin en zoru geride kalmış, nurlu ufukların yakında olduğu havası hakim.. Enflasyonun düşmesi sanki fiyatların düşmesi gibi düşünülüyor herhalde, hayat pahalılığının artmaya devam ettiği her nedense söz konusu edilmiyor. Enflasyonun düşmesi istatistiki bir illüzyon şu anda, fiyatların artış hızı biraz yavaşlıyor, o kadar. Hayat pahalılığı sanki enflasyon kaynaklı değil de 3-5 tane fahiş fiyatçı, bir kısım fırsatçının işiymiş gibi bir algı alttan alta pompalanmakta. Halbuki eldeki denetim ve ceza mekanizmaları ile bu tiplerle mücadele etmek çok kolay. Asıl zor olan enflasyon beklentilerini kırabilmek, ki vatandaş nezdinde bunun........

© Milli Gazete