Sis Çökerken Yol Arayan Dünya
Dünya ekonomisinin üzerine son yıllarda hiç eksik olmayan bir sis bulutu çökmüş durumda. Bir yandan büyüme oranları yavaşlıyor, diğer yandan enflasyon hâlâ tam anlamıyla dizginlenmiş değil. Tedarik zincirleri kırılgan, ticaret savaşları yeniden belirginleşiyor, merkez bankaları ise eskiye kıyasla çok daha sınırlı bir manevra alanıyla mücadele ediyor. Ekonominin pusulası şaşmış gibi ve her ülke kendi başının çaresine bakmanın yollarını arıyor. Aslında mesele sadece büyüme oranlarının düşmesi değil; küresel ekonomik düzenin dokusunda belirgin biçimde artan bir belirsizlik var. Bu belirsizlik aynı anda hem ekonomik hem politik hem de jeopolitik kaynaklardan besleniyor.
OECD’nin son tahminlerine göre küresel büyüme 2025 ve 2026 yıllarında kademeli olarak yavaşlayacak. Bu, tek başına dramatik bir tablo değil; dünya zaten uzun süredir “yumuşak iniş” hayaliyle yaşıyor. Fakat asıl meseleyi çarpıcı kılan, büyümenin yavaşlamasıyla eş zamanlı olarak politika riskinin, dış ticaret gerilimlerinin ve finansal dalgalanmaların artıyor olması. Ekonomik aktivite yavaşlıyor ama belirsizlik hızlanıyor. Bir başka deyişle, sorun rakamlardan çok ruh hâlinde.
Bugün küresel ekonomiye yön veren en güçlü etkenlerden biri ticaret politikalarındaki oynaklık. ABD başta olmak üzere büyük ekonomiler, tarifeleri ve kısıtlamaları birer diplomatik koz olarak kullanmaktan çekinmiyor. 2010’larda hâkim olan “küreselleşme iyidir” anlayışı, yerini “kritik sektörlerimizi korumalıyız”........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein