menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Deus vult

19 0
29.03.2025

Tarihin en ilginç zamanlarından geçiyor olabiliriz. Bin yıldır kullanılmayan kavramlar, hayaller, hedefler tozlu sandıklardan çıkarılıyor. Avrupa, ABD ve İsrail için tarih, yalnızca bir bilgi kaynağı, sınav sorularına cevap yahut romantik bir hülya değil; diri bir iradenin, hırsın ve hedeflerin karşılığıdır. 29 Mayıs 1453’te İstanbul kaybedildiğinden sonraki günden beri İstanbul’u yeniden “Konstantinopolis” yapma hayaliyle milyonlarca kişi yanıp kavrulmaktadır. Bu öyle diri bir arzudur ki, şarkılar, destanlar aralıksız üretilmiş, sayısız yenidoğan bebeğe Konstantin ismi verilmiştir. Oysa Endülüs gibi benzersiz bir cevheri yitiren İslam dünyası, o coğrafyalarla ilgili beklentilerini unutalı asırlar geçmiştir. Daha neredeyse “dün” kaybettiğimiz Balkanlar için bile cılız dahi olsa bir talep dillendirilememesi ne acıdır.

Tarih tüm diriliği ile karşımızda. 5 Mart 2025 günü ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, basın mensuplarının karşısına alnına çizdiği bir haç işaretiyle çıktı. Alnında haç olan bir bakan. Sonrasında bu işaretin “Kül Çarşambası” adlı Hıristiyan geleneğine ait olduğu, “büyük perhiz” olarak adlandırılan bu sürecin kırk gün sürdüğü ve insanların tövbe ve af manasında bir sembole karşılık gelen palmiye küllerinden alınlarına haç çizdiklerini öğrenmiş olduk. Yüzlerce yıllık diplomasi geleneğinde ABD’de ilk kez görülmesini bir kenara koyarsak normal bir durum olarak algılanması istendi.

24 Mart 2025 Pazartesi günü ABD Başkanı, Donald J. Trump, Beyaz Saray’da “Yunan Bağımsızlık Günü”nü kutluyordu. Trump’ın bu özel gündeki misafiri Amerika Ortodoks Kilisesi Başpsikoposu........

© Milat