Kısır döngümüz
Bugün biz Müslümanların marazi hallerinden biri de bir türlü aşamadığımız kısır döngülerimiz olsa gerek…
Fasit daireler içinde döndükçe dönüyoruz… Biriken sorunların çözümsüzlüğü, krizlerin kronikleşmesi, geri kalmışlığımız, maruz kaldığımız acziyet ve zaafiyetlerin temel sebebi budur diye düşünüyorum…
Kısır döngüler girdabında havanda su dövüyoruz, bazen de birbirimizi dövüyoruz… Biriken enerjimizi birbirimize karşı tüketiyoruz...
Sürekli tekrarlanan kusurlar, krizler, kaoslar, kafa karışıklıkları doğal olarak bizi kısırlaştırıyor... Çünkü kısır döngüleri kıramıyoruz…
Ne rahatımızı ne de kafa konforumuzu bozmak istemiyoruz...
Dar ufuklar, sığ düşünceler, çiğ davranışlar, ham bilgiler küçük dünyalara hapsolunmuş durumdayız…
Kısır döngüleri aşamayınca da sesimiz kısık, duruşumuz silik kalıyor…
Yüzeysellik, şekilcilik, ruhsuzluk, özsüzlük, öykünmecilik, öz eleştiri yoksunluğu sorunlar yumağında boğulmamıza neden oluyor…
Ayrıca ardı arkası kesilmeyen tefrika, taassub, tartışma, teferruat… Takatimiz tükendi...
Fanatizm, bağnazlık, tutuculuk, iflah olmaz tarafgirlikler tükenişimizi hızlandırıyor…
Demagoji, polemik, mugalata, münakaşa, “kaş yapayım........
© Milat
