Zihnimizin yeni alfabesi
Sanki bizim medeniyetimizin mürekkebi, sevdiğinin o kargı kaşının ucundan damlamıştır. Zaman, belki de ikindi güneşinin vurduğu bir cumbanın loşluğudur şimdi. Mekân ise sükûnetin ve burnunuza usulca dolan o eski kitap kokusunun zihni terbiye ettiği bir odadır. O kaş ki, hem bir güzellik nişanıdır hem de en usta hattatın kamış kalemine ilham veren o ilahî kavis... O kalem, kâğıda sadece harfler değil, bir bakış açısı, bir estetik ve kâinatı anlama usulü çizmiştir asırlarca. Her harfin bir ruhu, her çizginin bir manası olduğuna inanan bir dünyanın insanı için kelimelerle kurulan bağ, bugünün piksellerle örülen mekanik örümcek ağlarından ne kadar da farklı, ne kadar da sıcaktı.
Bugün ise o ağırbaşlı alfabenin yerini, ekranlardan üzerimize yağan ve sürekli şekil değiştiren piksellerden müteşekkil, keşmekeş ve baş döndürücü yeni bir dil aldı. Bu, insanlık tarihinde yazı ve matbaanın icadından bu yana yaşanan en köklü bilişsel devrimdir. Zihnimizin alfabesi, bilincimizin harfleri, gecenin sessizliğinde, parlak bir ekranın soğuk ışığıyla gözlerimizin önünde yeniden yazılıyor. Ve bizler bu dönüşümün hem tanığı hem de........© Milat
