menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İnsanlık sınıfta kaldı

10 1
16.10.2025

ABD Başkanı Donald Trump, işgalci İsrail’in parlamentosu olan Knesset’te konuştu. Orada yaşanan sahneler, diplomatik bir törenin ötesine geçti ve insanlığın vicdanında yankılanan bir utanç tablosuna dönüştü. Trump, iki yıldır Gazze’de yürütülen soykırımın mimarlarından biri olarak işgal edilmiş topraklarda, İsrail’de kürsüdeydi. Alkışlar, kahkahalar, tezahüratlar arasında “barışın başkanı” ilan ediliyordu.

Trump, “İsrail’e dünyanın en iyi silahlarını verdik, onlar da çok iyi kullandılar” diyerek, aslında sadece bir askeri destek değil, bir soykırıma ortaklık itirafında da bulunmuştu. Bu cümle, diplomasinin değil, barbarlığın tarihine geçecek nitelikteydi. Kendisini tanrılaştıran bir megaloman edasıyla kurduğu “kazandınız” vurgulu cümlelerin altına aslında büyük bir enkaz süpürülmüştü. O gün hiç konuşulmayan, görülmesi istenmeyen bir enkaz: 70 bin Gazzelinin cansız bedeni ve her yönüyle uygulanan soykırım… Tek gerçek buydu ve konuşulması gereken de aslında bu olmalıydı; harabeye dönüşmüş bir şehir, hayatlarına son verilen on binlerce çocuk, kadın ve dünyanın en uzun süren utancı…

Knesset kürsüsünden yükselen bu kibirli övgülerin ardından Trump, Mısır’ın Şarm el-Şeyh kentinde düzenlenen zirveye geçti. Yine benzer gösteri, aynı sahne: yüzlerce kameranın önünde süslenmiş kürsüler, cümleleri özenle parlatılmış bir “niyet belgesi”. Bu belge, sözde barışı hedefliyordu ama içinde tek bir kez bile “soykırım”, “Filistinli çocuklar”, “Gazze’deki yıkım”, “Savaş suçu” kelimeleri geçmiyordu. Toplantı salonunda onlarca lider vardı; ama hiçbiri, 24 aydır süren bu vahşetin adını bile anamadı.

Trump’ın imzasını taşıyan “Kalıcı Barış ve Refah için Deklarasyon”, aslında bir diplomasi metninden çok........

© Milat