Yazının Erdemi, Edebiyatın Mutluluğu
İnsanlık tarihi, aslında tek bir arayışın tarihidir diyerek yazımıza giriş yapalım mı? sorduk sormasına ama bu arada girişimiz de oluverdi. Söylemek istediğim aslında şu: kendini ifade etme arayışıdır. Mağara duvarlarına çizilen ilk resimlerde, bir topluluğun ateş başında anlattığı efsanelerde ya da bir şairin kaleminden dökülen mısralarda hep aynı yankı duyulur: “Ben varım, işte buradayım.” Yazı, bu yankının en kalıcı biçimi, insan ruhunun ölümsüz nefesidir. Onu edebiyatla buluşturan şey, yalnızca bir anlatma ihtiyacı değil; varlığını anlamlandırma çabasıdır. Bu yüzden yazıyla meşgul olmak sıradan bir uğraş değil, insanın ruhunu incelten, kalbini derinleştiren bir varoluş biçimidir. Bu konuda bir çok yazarımız kayıtlara geçmesi için güzel ifadeler etmişlerdir ama benim çok sevdiğim sözü Nuri Pakdil’den sizlerin kayıtlarına geçmesi için hatırlatayım: “Yazmak: uzun yürüyüşe başlamaktır.” İşte bu nedenle yürüyüşümüzün ömrümüzün sonuna kadar sürmesi için sizden dua istirhamımdır.
Yazının insana........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d