menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Eksiltmek

24 0
11.11.2025

Eksiltmek için fazla olanı atmak, sadeliği seçmek gerek. Fazlalık yüktür. Eksiltmek, gözü ve gönlü yorandan kurtararak iç dinginliğine kavuşmak, tefekkür denizine açılmaktır. Eksiltelim yükümüzü.

Yükümüzü eksilte eksilte yaşamak arzusu içimizde olmadığı sürece gerçek huzura varmak mümkün değildir. İnsan hâmildir. Dünyaya öyle gelir. Sırtına dağların almaya cesaret edemediği, haşyet ettiği yükü insan omuzlamıştır. Ah, ne acınası bir canlıdır insan!

Hâlini anlamaktan âciz bir varlık değil midir insan? Doğrusu insan “kul” idi. Kul yani emre âmâde. Peki, âmâde nedir? Hazır demektir. Neye hazır? Yüke hazır sanmayalım bilakis yükten kurtulmaya. Nedir ki bu yük? Kim vurdu sırtımıza bu yükü? Soruları sordukça içimize vurulan sondajlar gibi iniliyor derinlere. Daha derinlere inmeli. Orada mevzu anlaşılacak, eksilteceğiz yükümüzü.

İnsan bunca ağırlığın altına girmeye nasıl cesaret etmiştir? Kudret mi bu? Nefsini zirvede tutan insanın muhakemesi mümkün müdür? Muvâzene olmadan muhakeme yapılırsa bir taraf çöker. Çağın aldatıcı vadilerinde sefere çıkan insanın aklı çökmüştür. Çünkü öyle bir yüke hamal olmuştur ki insan, dıştan bakılınca ayakta görünse de içten çökmüştür. Eksiltmeden yol almaya niyet ettikçe hafif de olsa yük gittikçe ağırlaşır.........

© Milat