Bölücübaşı kimden ve ne istiyor? – Hakan Paksoy Yazdı
Türkiye öcalan’ın açıklamasını konuşuyor. Öncelikle tarihi yapan ve yöneten Türk milletinin terörist bir mahkûmla böyle bir ilişkiye girmesi yasalara aykırı. Ondan medet umması da ayrıca onur kırıcı. Terör karşısında beyaz bayrak çekmiş bir görüntü var. Aslında daha başlangıçta, tartışma dahi yapmadan, reddedilecek bir husus.
Tartışmalar, kısmen, çağrının muhataplarının kim olduğunda yoğunlaştı. Özellikle medya viledaşörlerinin de yönlendirmesiyle bu husus öne çıktı. Mesela, Suriye’deki PYD bu çağrının muhatabı mı değil mi?
Peki, bu tartışma doğru bir zeminde yürüyor mu? Hayır, doğru zeminde değil. Esas görülmesi gereken Türk milletinin gözünden kaçıyor. Perdenin arkasında da millet için çok tehlikeli işler oluyor.
Hani, fiilî durumu hukukileştirmek için anayasa ve sistem değiştirdik ya, bu da öyle bir şey. Gelecek bu hususta büyük hesaplaşmalara gebe görünüyor. Şimdilik biz bölücübaşının açıklamasına bakalım.
Öncelikle bu süreci yönetenlerin bu açıklamayı görmediğini ve onayları olmadığını düşünmek safdillik olur. Onay makamının da cumhurbaşkanı olduğu kesindir. Çünkü bu büyük sorumluluğu alabilecek başka makam da yoktur.
Sözde demokratik toplum
Bebek katili, “sağlanan gelişmeler (PKK’nın) ömrünü tamamladı ve feshini gerekli kıldı” diyor. Neymiş bu gelişmeler diye bakıldığında, “ülkede kimlik inkârının çözülüşü” diğerleri arasında öne çıkıyor. Hani, AKP Genel Başkanı tarafından hep tekrar edilen, “Cumhuriyet sadece Türk etnisitesi (!) üzerine kuruldu. Ret, inkâr ve asimilasyon politikaları izledi.” minvalinde söylemler duyduk ya, işte o. Yani, artık bu inkâr ortadan kalktı diyor.
Burada küçük bir parantez açmak gerek. Bebek katili PKK’nın feshi için sebepleri sayarken “Teori, program, strateji ve taktik olarak reel-sosyalist sistemin ağır etkisinde” kaldığını ama reel-sosyalizmin çöktüğünü de söylüyor. Aslında sosyalizmin çöküşünden daha etkili olanı, Türkiye’yi yöneten siyasal........
© Medya Siyaset
