Ülkenin ilacı Sırrı güle güle
Sırrı ile Türkiye Barış Meclisi çalışmaları sırasında 2009 yılında tanıştım.
1999 yılında Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla 29 Ekim günü Kandil’den ve Avrupa’dan barış elçisi olarak gelen PKK’lilerin, cezaevinden çıktıktan sonra yürüttükleri çalışmayla toplanan, “Türkiye Barışını Arıyor’ konferansı sonucu kurulan sivil toplum girişimi vardı ya, işte onun sözcülüğü sırasında.
Barış Meclisi’nde, 84 çağrıcının arasında, Sırrı gibi bu toprakların hepsi birbirinden güzel, değerli insanları; Yaşar Kemal, Mehmet Uzun, Hrant Dink ve ensesi güzel (1994’de Meclis kapısından ensesinden sürüklenerek gözaltına alınan) Kürt siyasetçisi Orhan Doğan vardı.
Sırrı, Barış Meclisi çalışmalarımızda ne zaman başımız sıkışsa hep imdadımıza yetişirdi. Birçok entelektüelin çoğu zaman yaptığı gibi hiç nazlanmazdı, ağırdan almazdı. Hep kendisi olurdu, hep bizim işlerimizi kolaylaştırırdı.
2011 yılında demokratik Kürt siyaseti tarafından milletvekili adaylığı önerildiğinde bir sabah canı sıkkın bir ses tonuyla görüşmek istedi.
Galatasaray’da Cumartesi Annelerinin eyleminde buluştuk.
Öneriyi anlattı. ‘Milletvekilliği benim işim değil, Kürtlerin beklentilerine yanıt veremem, onların mücadelesine layık olamam; yazıp-çizerek, sinemayla Kürtlerin mücadelesine çok daha faydam olur’ gibi gerekçelerle istemiyordu.
Seçilirsen bize daha fazla katkı sunarsın minvalinde birkaç cümle kurduğumda ‘anladım sizde beni gözden çıkardınız’ diye sitem etti. Kafası karışıktı.
Uzun bir sohbetin sonunda masadan hemfikir olarak kalktık. Milletvekili adayı olarak hesabı ödemek bana düşer dedi ve sarılıp........
© marksist.org
