menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Modern Sömürgeciliğin Anatomisi

9 1
19.11.2025

Avrupalıların Afrika ülkelerini sömürgeleştirmesi üzerine çalışırken, zihnimde ister istemez bir “sömürgeci tipolojisi” oluşmuştu. Bu insan tipi, keskin yüzlü, palası, gemisi ve bayrağıyla gemiden inerdi. Yerliyi “öteki”, “vahşi” ve “insan-altı” olarak kodlayan, bunu saklama ihtiyacı bile duymayan, kendince “dürüst” (!) bir figür. Onun gözünde sömürülen, insanla hayvan arasında bir ara formdu; “medeniyet taşıyıcısı” bir beyaz adam olarak, yerliler, kendisine bahşettiklerinden dolayı minnet duymalıydı. Bu kaba ve ilkel tahakkümde zincirler somuttu, verdiği acı elle tutulurdu.

Bugün ise modern -postmodern dünya, sömürüyü daha sofistike hale getirdi. Artık sömürgeci, şık giyimli, elinde iPad taşıyan bir “kalkınma uzmanı”dır. Yüzünden, samimiyet testinden geçirilmiş gibi yapay bir gülümseme eksik olmaz. Zorla almaz; “davet eder.” Ezmez; “güçlendirir.” Aşağılamaz; “kültürel değerlere saygı duyar.” Onun silahı mermiler değil; anlaşmalara gizlenmiş maddeler, “yardım” paketlerinin yan etkileri ve küresel finansın görünmez ipleridir.

Bu yeni sömürgecinin ruh halini, Fransız düşünür Jean Baudrillard’ın “simülakr” kavramı üzerinden okumak mümkündür. Gerçeklik, yerini temsile bırakmıştır. Sömürgeci artık gerçek yüzünü göstermez; onun yerine “dost”, “müttefik” ve “hayırsever” maskelerini takar. Bir Afrika ülkesinde konuşma yapan Macron, “Fransız........

© Maarifin Sesi