menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Savaşın Kaderini Belirleyen Suikastlar: İran-İsrail Gerilimi

4 18
24.06.2025

İsrail ile İran arasında yaşanan gerilim, sadece açık çatışmalarla değil, derin istihbarat savaşları ve suikastlarla şekilleniyor. Savaşın daha başında İran’ın üst düzey komutanlarının ve bilim insanlarının hedef alınması, çatışmanın seyrini belirleyen kritik unsur haline geldi. Mossad’ın İran içindeki etkisi ve İran’daki kurumlar arasındaki karmaşa, süreci daha da karmaşıklaştırıyor.

Aşağıda, Kardelen Dergisi sahibi ve yazı işleri müdürü Ali Erdal’ın, kritik dönemi ve yaşananları anlattığı yazısında, bölgedeki güç dengeleri ve Türkiye için çıkarılması gereken dersler açısından farklı pencereden önemli perspektif sunuyor.

***

“İsrail – İran savaşının daha başında, İran genel kurmay başkanı öldürüldü. Dakika bir, gol bir… Bunun şaşkınlığını atamadan 6 nükleer fizikçinin öldürüldüğü haberi ile sarsıldık ve ülkemizdeki benzer değerlere yapılan suikastları hatırladık. Hemen arkasından öldürülenlerin sayısı arttı. Aynı zaman içinde, bir futbol takımı kadar yüksek rütbeli komutan öldürüldü.

Ve fıkra gibi bir haber… “İki Mossad ajanı yakalandı”… Bu yazı üzerinde çalışırken duyduk ki, yeni genel kurmay başkanı da öldürülmüş. Savaş meydanında değil, makam odalarında, evlerinde suikastlarla… Savaş, daha başlamadan çok önce, kaybedilmiş meğer. Şimdi armut piş, ağzıma düş…

Mossad’ın İran’daki tesiri, savaştan önce herkesin dilinde tevâtür bilgi idi. Görenler için perşembenin gelişi, çarşambadan belliydi. Misafirini (Hamas’ın Siyasi Büro Başkanı Haniye) koruyamayan bir İran… Belki de düşmanının önüne misafirini altın tepside sunan (veya böyle algılanabileceğini düşünemeyen, bu idrakten mahrum olduğu için koruyamayan) bir İran…

Bu kadar aleniyete dökülmüş, dışarıdan bile görünen ama içeriden görülemeyen ihanetlere rağmen yakalana yakalana “2 ajan”… Daha sonra 5........

© Küresel İfşa