menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Dere yatağını görmemek mümkün mü?

11 1
previous day

Genel olarak, günlük yaşayan bir toplumuz.

Uzun vadeli düşünmekten, üretmekten, planlamadan uzak ve güne göre çözümler üreten bir anlayış.

Çok değil, iki hafta önce, uzun zamandır beklenen, özlenen yağışlar geldi.

Kurak bir ülkede, yağış demek, nimet demek, verim, üretim demek.

Ya da olması gereken bu, ama bizde öyle değil, inanışa göre bazı ülkelerde yağış duasına çıkılır, biz de ise neredeyse rüzgâr duasına çıkılacak.

Rüzgâr bulutları başka bölgelere taşısın ve yağış olmasın.

Espri gibi gelebilir, bu çaresizliğin geldiği noktadır.

Yaşadığımız kararsız, belirsiz, öngörülemeyen mevsim şartları, çok değişken ve bir günde dört mevsim ve mevsimlere göre iklim değişikliklerini bolca yaşayabiliyoruz.

İklimden, mevsimden, yağıştan korkmak mı gerek?

Tabi ki hayır, bizim korkmamız gereken, aşırı yağışlar ile oluşan, seller ve bunun getirdiği zarar ziyan.

Bunları yaşamamak için neler yapılmadı ve bundan sonra neler yapılmalı?

Artık bunlar düşünülmeli.

İş sadece devlete,........

© Kıbrıs Postası