Dere yatağını görmemek mümkün mü?
Genel olarak, günlük yaşayan bir toplumuz.
Uzun vadeli düşünmekten, üretmekten, planlamadan uzak ve güne göre çözümler üreten bir anlayış.
Çok değil, iki hafta önce, uzun zamandır beklenen, özlenen yağışlar geldi.
Kurak bir ülkede, yağış demek, nimet demek, verim, üretim demek.
Ya da olması gereken bu, ama bizde öyle değil, inanışa göre bazı ülkelerde yağış duasına çıkılır, biz de ise neredeyse rüzgâr duasına çıkılacak.
Rüzgâr bulutları başka bölgelere taşısın ve yağış olmasın.
Espri gibi gelebilir, bu çaresizliğin geldiği noktadır.
Yaşadığımız kararsız, belirsiz, öngörülemeyen mevsim şartları, çok değişken ve bir günde dört mevsim ve mevsimlere göre iklim değişikliklerini bolca yaşayabiliyoruz.
İklimden, mevsimden, yağıştan korkmak mı gerek?
Tabi ki hayır, bizim korkmamız gereken, aşırı yağışlar ile oluşan, seller ve bunun getirdiği zarar ziyan.
Bunları yaşamamak için neler yapılmadı ve bundan sonra neler yapılmalı?
Artık bunlar düşünülmeli.
İş sadece devlete,........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Tarik Cyril Amar