menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yapılamayacak ne kaldı ise…

25 2
04.09.2025

Türkiye’de son 10 yılın hikayesi kısaca özetlenecek olsa “o kadar da olmaz denilenler oldu, yapamazlar denilenler yapıldı” denilse yeter.

15 Temmuz darbe girişimi sonrası oluşan duygu atmosferini iktidar, yeni bir Türkiye koalisyonu kurmak ve toplumdaki ortak paydaları genişleterek daha kapsayıcı bir meşruiyet zemini oluşturmak için kullanabilirdi. Tercih etmedi. Onun yerine darbe atlatmış olmanın verdiği güçle çok geniş bir muarız tanımı yapılarak Cumhuriyet tarihinin en sert tasfiye süreçlerinden biri gerçekleştirildi.

Darbeyi düzenleyen FETÖ’nün yaygınlığı ve devlet içindeki uzantıları düşünülünce bu kesime karşı tasfiyenin de geniş olmasını beklemek normaldi ama yüz binin üzerinde kişinin gerçekten terör örgütü ile terör amacıyla iltisaklı olduğunu kabul etmek zor. Silah bırakacağını açıklayan adıyla sanıyla terör örgütü olan PKK bile aktif üye olarak bu rakamlara ulaşamadı.

Nihayetinde FETÖ torbasına tüm muhalifleri koymak kolay değil diye düşünenler yanıldı. O günden sonra da iktidar kendisine karşı olan özel ya da tüzel kişiler karşısında tereddütsüz bir tutum takındı. Örnek mi? Mesele FETÖ olsa idi FETÖ’nün en iddialı olduğu eğitim konusunda tahtını sarsan İstanbul Şehir Üniversitesi’nin başına gelenler gelmezdi.

“Şehir Üniversitesi kapatılamaz” diye düşünenler oldu. Sonuçta koskoca üniversiteyi kapatmak o kadar kolay değildi. Uzun yanılanlar listesinde küçük bir yer........

© Karar