Faiz oranlarının etkisizliği
Gelişmiş ekonomilerde iktisadi faaliyetlerin yani yatırım ve tüketim harcamalarının miktarını, hızını ve niteliğini adeta faiz oranları belirler.
Acaba aynı etki Türkiye ekonomisinde de geçerli midir?
Faiz enstrümanı kullanılarak enflasyonun düşürülebileceğine, yani fiyat artış hızının yavaşlatılabileceğine ve talebin kısılabileceğine inancın üç gerekçesi var.
1) Yatırım ve tüketim harcaması yapacak olanlar daha az kredi kullanır.
2) Mevduat sahipleri paralarını harcamaz ve faizli ürünlere yatırır.
3) Ücret ve ürün fiyatlarının belirleyicileri faiz sinyalini doğru algılayarak ürün zamlarını ve ücret artışlarını yavaşlatır/azaltır/durdurur.
Bu ilkeleri kabaca piyasa gelişmelerine bağlayalım:
Birincisi, enflasyonun 2 arttığı bir ortamda krediler B artmış.
İkincisi yüksek reel faiz oranlarına rağmen konut ve araba gibi ürünlerin satışı her ay rekor tazeliyor.
Üçüncüsü biraz karışık:
a) Çünkü mal fiyatları düştü fakat bu düşüş, faizlerin artması ve talebin kısılmasıyla değil, kurların baskılanması ve ithal ara mal fiyatlarının düşmesiyle oldu.
b) Başta eğitim ve kira olmak üzere hizmet ürünlerinin fiyatları çok yavaş düşüyor.
c) Enflasyonla mücadele döneminde sendikalı olanlar, yetenek sıkıntısı çekilen alanlarda çalışanlar ve kamu görevlileri vs gibi çalışanlar gelirlerini en az enflasyon oranı kadar artırabildiler.
Öte yandan çoğunluğu oluşturan asgari ücretlilerin geliri reel olarak düştü.
Türkiye’de faizler, piyasa aktörleri arasında ‘herkese eşit etki” duygusu yarattığı için, etkili olamıyor ve bir atasözünü hatırlatıyor.
Enflasyonun 2,3 olduğu bir dönemde bir dönemde, TCMB’ye göre ticari kredi faiz oranı T,8 ve ve tüketici kredileri faizi d,8 olmuş.
Ticari kredi faiziyle yıllık enflasyon oranı arasında 22,8 ve tüketici kredileriyle aradaki fark tam 32,4 puan olmuş.
Bu kadar yüksek faiz oranlarına rağmen krediler yine de yıllık B artmış.
Faiz oranlarının etkisizliği apaçık bir şekilde görünüyor.
Bu yüksek kredi artışına rağmen iş dünyasının meslek kuruluşları, TOBB, İTO, ASO ve diğerleri “yeterince kredi bulamadıkları”ndan şikayet ediyorlar.
Bankalar üzerindeki “kredi verme sınırı” kaldırılırsa, kredilerin artacağı çok açık.
Konunun özünü biraz daha derinleştirmek için olguyu anlayalım: Yüksek reel kredi faiz oranları, firmaların kredi talebini durduramıyor.
Firmalar ve hane halkı kredi faiz........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d