menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Zambaklar ve şehitler ülkesi

12 1
13.07.2025

*23.08.2005

Sevgili dostum Hakan Albayrak, “Bosna’ya gidiyoruz üstad, hazırlıklarını yap” dediğinde ne kadar heyecanlandığımı anlatamam. Yapacak bir hazırlığım da yoktu ayrıca. Kalbimi hazırlamalıydım. Bosna’ya gidecektim. Çok sevgili Muhsin Yazıcıoğlu’nun da geziye katılacağını duyunca sevincim katlandı.
Bosna, Hristiyan denizinde bir Müslüman ada. Avrupa’nın ortasında bir güzellik. Yalnız ama asil. Yaralı ama vakur.

Bir de Aliya İzetbegoviç var.

Bosna topraklarının hakiki insanı İzetbegoviç’in kabrine gidip bir “Fatiha” okumak güzel olacaktı. Aliya İzetbegoviç, toprağın derinliklerine kök salan bir çiçek gibidir. Gönlümüzün şampiyonudur. Yirminci yüzyılda İslam’ın, Müslümanların Batı’ya karşı en sahih cevabı Aliya İzetbegoviçin verdiğini düşünürüm.
Bosna Dayanışma Grubu’nun Srebrenitsa katliamının onuncu yıldönümü nedeniyle 9-16 Temmuz tarihlerinde düzenlediği bir haftalık Bosna ziyareti için düştüm yola.

Bosna-Hersek’in doğu bölgesindeki Srebrenitsa şehri, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından Bosna Savaşı yılları sırasında (92-95) “Güvenli Bölge” ilan edildi. Bunun üzerine Boşnak halkı akın akın Srebrenitsa’ya gitmeye başladı. Fakat Boşnakların Srebrenitsa’ya girebilmeleri için ellerindeki silahları BM’ye teslim etmeleri gerekiyordu. Yani bölgedeki insanlar tamamen silahsız ve dolayısıyla savunmasızdı. Güvenli Bölge’de olanlar aslında şanslı sayılıyordu; çünkü yaşayabileceklerdi. Yaşamları BM tarafından güvence altındaydı. Birleşmiş Milletler bayrağı altında emniyette olduklarını zannettiler.

Fakat kameralar önünde Ratko Mladiç’le kadeh tokuşturan Hollandalı komutan, 8 ila 10 bin Srebrenitsalı erkeği........

© Karar