Bireysel Hayatın Müşterekleşmesi
BİREYSELLEŞMİŞ hayat, sorumluluk almış, farklılıklarını ortaya çıkartarak kendini gerçekleştirmiş bir birey sonucunu vermedi. Beklenen ve istenen olmadı.
Ferdiyet, hayata karşı müstakil duruşunu belirlemek, fıtratın gereği neyse onu açığa çıkarmak ve hayata ona anlam katacak üretimlerle dahil olmak demekti. Ancak böyle olmadı.
Bireysellik bir soyutlanma olarak ortaya çıktı. Bencilliğin basamaklarını önüne koydu ve tırmandıkça tırmandı. Maalesef bu yolculuk egoizm ile sonuçlandı.
…
TARİF yanlış yapılmıştı belki de…
Fert veya ferdiyet gibi kelimeler aslında hayatın içinde kendine özgü bir insan olarak yeteneklerini açığa çıkartıp Rabbimizin her birimize ayrı ayrı lütfetmiş olduğu bu özelliklerle yaşamı kolaylaştırmak ve ona aktif olarak katılmak demekti.
…
ANLAM kaymaları yaşandı.
Kişi bir ferdiyet şuuru ile yani sorumluluk ciddiyeti ile ibadetlerini ifa eder. Salihatı aynı hassasiyetle yerine getirir. İlim sahibi olmayı, kendini geliştirmeyi, irfan üzere yaşamayı, toplum düzenini bozmayıp maruf ile uyumlanmayı, sağduyuyu esas almayı hakikatli bir birey olması için önemser. Yaşamda insanın bir yerinin olması demek bu aynı zamanda.
Kulluk şuurun birinci aşaması ferdiyet yani bireysellik üzerinden oluşur.
Kişi yalnız doğar ve yalnız ölür. Hesabını yalnız verir. Ancak doğum ve ölüm parantezinin arasında toplumla yaşanan müşterek hayat vardır ki, ferdiyeti güçlendirir.
…
FERDİYETİN ciddiyetiyle kulluğu yüklenen kişi ibadetlerini mescit ve camilerde eda ederek bir müştereklik oluşturur. Emredilen de budur zaten. Cami malum olduğu üzere cem olunan, toplanılan yer demektir. İnsanlar ferdiyetlerini kendini yalnızlaştırma şeklinde........
© İstiklal
