İstanbul’un kalabalığında bir lokma huzur arayanlar için artık Pendik Kurtköy’de bir adres var: Patuli Mutfak. Burada Karadeniz yalnızca bir mutfak değil, bir nefes, bir sıcaklık ve bir memleket hissi. Rize’nin sislerinden, Ordu’nun yaylalarına uzanan bu lezzet yolculuğunun kaptan köşkünde ise iki Karadenizli dost var: Rize Çayelili Maksut Tüysüz ve Ordu Fatsalı Yusuf Arslan.

Karadeniz mutfağı

Türkiye’nin gastronomi atlasında Karadeniz Mutfağı kendine has, güçlü bir kimliğe sahiptir. Bu mutfak malzemelerin doğallığının dışında aynı zamanda suyun, toprağın ve havanın da lezzete kattığı ruha dayanır. Yaylaların serinliğinde olgunlaşmış peynir, doğal otlarla yapılan yemekler, sislerin içinden süzülen tereyağı kokusu ve fırınların taşında pişen hamurun çıtırtısı; Karadeniz’i bir coğrafya olmaktan çıkarır ve bir yaşam kültürüne dönüştürür. Bu nedenle Karadeniz lezzetleri, Türkiye’nin neresine giderse gitsin, insanlara anne sofrasının dinginliğini, memleketin güven veren sıcaklığını taşır.

Patuli lezzet felsefesi

Patuli Mutfak’ın kapısından içeri girdiğinizde sizi karşılayan şey sadece tereyağının kokusu değil; doğallığın, emeğin ve samimiyetin kokusu. “Biz evimizde yemediğimiz hiçbir lezzeti tezgâhımıza koymuyoruz” diyor Maksut Bey. Bu söz, aslında Patuli’nin bütün felsefesini özetliyor. Babasının 1955’te Sarıyer’de açtığı lokantadan bu yana süregelen aile geleneği, bugün modern bir vizyonla yeniden doğmuş durumda.

Patuli, Lazca’da “kar tanesi” anlamına geliyor. Saflığı, temizliği ve doğallığı simgeliyor. Bu nedenle Patuli Mutfak, adının hakkını verircesine katkısız, doğal ve........

© İstiklal