menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bir Lezzet Destanı: “Dönerci Ali Usta”

12 0
24.06.2025

Ateşin etrafında dönen bir hayat

İstanbul’un belki her mahallesinde bir döner kokusu vardır. Hemen hemen her mevsim havaya karışan o nar gibi kızarmış etin kokusu karınları acıktıran bir nitelik taşır. Etin dumanına karışan, açlığı coşturan veya teskin eden, etin bereketini lezzete dönüştüren bir koku… Bu koku, Anadolu’nun yüzyıllar boyunca biriktirdiği sofraların sessiz bir şiiri gibidir. Ve İstanbul’un kalabalığında hâlâ o kokuyu takip ederek bir hikâyeye ulaşmak mümkündür: “Dönerci Ali Usta”nın hikâyesine…

Döner, alelade bir yemek değil; Anadolu’nun sokağa taşan bir mutfak mirasıdır adeta. Ve bu mirasa bir nevi hayat veren, onu bir sokak lezzetinden kaliteli bir restorana taşıyan ve onu sofranın baş tacına dönüştüren bir usta varsa, o da hiç şüphesiz Ali Özcan, halkın gönlünde yer eden adıyla “Dönerci Ali Usta”dır.

Dönerci Ali Usta’nın Hikâyesi

Ali Özcan’ın hikâyesi sıradan bir dönercinin yaşam öyküsü değil; o aynı zamanda Türkiye’nin sokak lezzetlerinin mutfak kültürüne, oradan da markalaşmaya evrildiği sürecin yaşayan bir tanığı... O, 1970’li yılların taşradan İstanbul’a uzanan lezzet yolculuğunda, bir tablanın başında başlamıştı mesleğine. Elinde keskin bir bıçak, yüreğinde tutkulu bir merakla... Ne bir tabela vardı başında ne de bir reklam… Ama onun yıllardan bugüne dek değişmeyen tek şeyi vardı: Etle ateşin buluştuğu noktaya duyulan saygısı. Dönerci Ali Usta’nın hikâyesi, aynı zamanda........

© İstiklal