Isparta, Davraz’ın sadece D’sinden yararlanıyor
Anadolu’nun hemen hemen bütün bölgesi kendine has özellikleriyle ünlüdür.
Örneğin ‘Peygamberler Şehri’ şeklinde anılan Şanlıurfa, inanç turizminden sonra Göbeklitepe ile birlikte ününe ün katarak ‘tarihin sıfır noktasındaki kent’ olarak dünyanın birçok yerinden turist çekmeye başlamıştır.
Mardin, ilginç evlerinden kaynaklanan zenginliğiyle dizi filmlerin mekânı haline gelmiştir.
Muş, Malazgirt Zaferi nedeniyle her yıl binlerce turisti ağırlamaktadır.
Turizmden aslan payı almak için illa tarihi bir kent olmak gerekmiyor.
Mesela Antalya, Muğla gibi illerimiz denizinden dolayı yerli, yabancı turistlerin akınına uğruyor.
Denizi olmayan illerimiz; Afyonkarahisar kaplıcalarıyla, Konya Mevlana Müzesiyle, Denizli Pamukkalesi, Çanakkale düşmana geçit vermeyen savaşı, Karadeniz illeri doğa güzelliklerinden dolayı ziyaretçilerinin eksik olmadığı şehirlerimizden birkaçı.
Ülkemiz çok güzel bir coğrafyada yer alıyor. Sadece yaz aylarında değil kış aylarında da insanların huzurlu vakit geçirebilecekleri imkânlar mevcut.
Bolu, Erzurum, Kocaeli, Bursa gibi kentlerimizdeki dünyaca ünlü kayak merkezleri, hayat pahalılığı kendileri için önemli olmayan, hali vakti yerinde insanlarla dolup taşıyor.
Sayacağımız daha çok şehrimiz var ama asıl konumuz ‘arada kaynamasın’ diye fazla uzatmak istemiyoruz…
DAVRAZ’A SAHİP ÇIKILMIYOR
Peki, Isparta’nın kendine has, yılda 500 binden daha fazla yerli-yabancı turisti çekecek özelliği yok mu?
Gül ile özdeşleşmiş Isparta’nın da........
© İstiklal
