menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yemen Destan Yazmaya Devam Ediyor

8 0
10.04.2025

Bazı haddini bilmez art niyetlilerin tezviratlarından dolayı bir hususa açıklık getirmiş olalım ve sonra yazımıza devam edelim. Söz konusu kişilerin iddia ettikleri gşbi Ensarullah hareketi İran İslâm Cumhuriyeti'nin vekil gücü değildir. Ensarullah "Direniş Cephesi"nin en aktif bileşenlerinden biridir. İran'ın "Direniş Cephesi"nin bütün bileşenlerini konsolide etmesi; silah, mühimmat vermesi veya silah üretim teknolojisi vermesi bu unsurların "vekil güç" kategorisinde değerlendirilmesini gerektirmemektedir; bu yanlış bir yaklaşımdır. Çünkü Siyonist işgal çetesine karşı verilen savaş İran'ın ideolojik çıkarlarına, İran'ın yayılmacı politikalarına, İran'ın imperium amacına veya birilerinin "Şiî yayılmacılığı"-Şiî Hilâli" dediği gibi mezhep algısına münhasır bir durum değil.

Bakınız, İslâm Cumhuriyeti'nin varlık sebebi İslâm'a hizmettir, ümmetin mazlumlarına, ümmetin zulme uğrayanlarına yardım etmektir ve mukaddes beldelerimize sahip çıkmaktır.

Bakınız İmâm Humeynî ne buyuruyor? "Biz İslâm'ın İran halkına hizmet etmesini değil, İran halkının İslâm'a hizmet etmesini istiyoruz. İslâm'a hizmet etmeyecek İran'ı ben ne yapayım? Bu devrimi biz İslâm'a hizmet etmek, zulme uğrayan mazlumlara yardım etmek ve mukaddeslerimize sahip çıkmak için yaptık." Bu sözler ilk günden itibaren fiîliyata geçmiş bulunmaktadır.

Bizzat İmâm Humeynî'nin talimatıyla ABD ve Siyonist çete konsoloslukları kapatıldı, ardından "Namus-u Ekber"imiz olan kutsal Filistin topraklarımıza sahip çıkmak için "Devrim Muhafızları Ordusu" bünyesinde "Kudüs Gücü" kuruldu. "Kudüs Gücü"nün konsolide ettiği "Direniş Cephesi" Allah Teâlâ'ya adanarak, sabırla, metanetle ve nice ağır bedeller ödeyerek mücadele vermektedir...

İran İslâm Cumhuriyeti'nin sahadaki varlık sebebi, İslâm'a, mukaddesatımıza, kutsal mekânlarımıza ilişkin bir hizmete mebnidir. Filistin davasına İslâm adına sahip çıkmak beraberinde birçok bedeli ödemeyi de gerektirmektedir. Nitekim İran bunun bedelini ödeyerek yoluna devam etmektedir. İran İslâm Cumhuriyeti devrimin ilk gününden itibaren işgalci İsrail'in hamiliğini yapan ABD ve Batılı ülkelerin hışmına, ambargolarına ve tahmilî savaş (Saddam'ın piyon olarak kullanılıp ABD adına İran'a savaş ilan etmesi ve bu savaşın 8 yıl sürmesi) dahil olmak üzere her türlü entrikalarına maruz kalmış durumdadır.

Sayın okuyucumuz biz bu satırları yazdığımız esnada Devrim Lideri Hamaney'in konumuza ilişkin bir videosu sosyal medyada karşımıza çıktı. Diyor ki: "Birileri ümmetin vahdetini baltalamak adına 'Şiî Hilâli' ifadesini kullanıyor. Bunlar Siyonistlerin 70 küsur yıldan beri milyonlarca Filistinlinin katledilmesini görmüyorlar mı? Biz İslâm Cumhuriyeti olarak bu bayrağı kaldırdık ve 'Direniş Cephesi'ni organize etmekteyiz. Şu bilinsin ki, bizim Filistin halkını desteklememiz taktiksel değil itikadîdir. Bizim ve tüm ümmetin vazifesi mazlum Filistin halkını uğradığı zulüm ve esaretten kurtarmaktır. Bu bizim için imanî vecibedir."

Bu beyanattan sonra biz de sormuş olalım: İran coğrafî anlamda teritoryal alanını genişletmek mi istemektedir, yoksa Filistin meselesine imanî açıdan mı bakmaktadır? Rehberin dediği gibi elbette imanî açıdan bakmaktadır.

Teyit olsun diye ek olarak ifade edecek olursak, Merhum Erbakan Hoca’mızın Filistin........

© İslami Analiz