menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bir Kırtik

21 0
28.06.2025

İnsan ne ile yaşar, biliyor musun?

Bir lokmayla, bir kırtik sevgiyle, bir kırtik ilgiyle ve bir kırtik gözyaşıyla. Öyle anlar olur ki, bir kırtik bile çok görülür ve de hatta bir kırtik bile yetmez insana…

Bir bakarsın, en küçük muhabbet, en azîz dostluklara kapı aralamış. Bir ev düşün kırtik kırtik sevgilerle büyütmüş seni…

Bizim evde sofraya otururken önce “hele bi kırtik tuz ver” denirdi. Ne ziyafet kurulurdu ne de yokluk çökerdi üstümüze. Her şeyden “bir kırtik” olurdu işte…

Bir kırtik ekmek.
Bir kırtik yağ.
Bir kırtik çocukluk.

Bir kırtik sevgi. Ve belki de tam da bu yüzden hiçbir şey eksik gelmezdi bize. Ne varsa paylaşılırdı. “Az” olan, ancak bölüşülerek çoğalırdı. Anamın, sofranın başında eliyle böldüğü ekmek değil, sevgiydi işte…

Zamanla öğrendim ki, bazen insanlar bir kırtik dokunuşla değişir. Omzunu sıvazlayan bir el, yüzünde beliren bir tebessüm, tanımadığın birine uzattığın bir gül rızası… Oysa yoksulluk deyince hep cepler aranır. Aslında asıl açlık kalbin içindedir. Bir parça sevgiyle yaşar insan; bazen bir bakış, bazen bir dokunuş, bazen sadece bir kelâm. Ve bazen, o kelâm gelmez. Bir suskunluk büyür içinde, alır seni Dicle’nin kenarına götürür. Diyarbakır’a mesela…
Sabah ezanıyla yıkanan sokaklarında, yazma desenlerin arasında harf harf işlenmiş bir öykü anlatır kulağına: Suzi ile Adil’in hikâyesi. Her duygunun ağır geldiği şehirler vardır. Diyarbakır, işte tam da öyle bir şehir.

Ne bir kırtiklik aşk bu; ne de bir yudumluk ömür.
Bu sevda, Dicle’ye yazılmış bir kaside-i firkat.

Kırklar Dağının Düzü

Karanlık bastı bizi
Kör olasın zalım Suzan
Ziyaret çarptı bizi, evliya…

Suzi, Dicle’nin serin sularına değil, acı kaderine gömülmüş. Sevdiceği Adil, onsuz kalınca, her şeyi unutmuş. Kendini bile. Köy halkı arkasından sadece tek bir şey der olmuş: “Ziyaret çarptı Adil’i.” Çünkü Adil, Suzi’ye öyle bağlanmış ki, artık yaşamla bağı kesilmiş. Aklını da kalbini de bu sevdaya kurban vermiş…

Köprü altı kapkara
Ana gel beni ara
Saçlarıma kumlar doldu
Tarağ getir sen tara
Al tarağı sen tara…

Anası… Bir daha görememiş oğlunu, bir kırtik canı vardı. O da dalga dalga olmuş, kimsesizliğe karışmış. Sesini ne rüzgâr........

© İnsaniyet