menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kuş Sesleri Sabahı Savunuyor

15 0
18.09.2025

Kadim şehirler insanı sarıp sarmalayan doğal mekânlardı. Modernlik, insana dair birçok şeyi yerinden ettiği gibi şehirlerin bu özelliğini de yok etti. Milat, insanı toprağından koparan sanayi devrimi. Bizde ise köyden kente göçlerin yoğunlaştığı 1950’lili yıllar. Modernleşmeyle birlikte “insan yüzlü şehir”ler yavaş yavaş tarihten çekildi. Ardında, dışı hıncahınç dolu fakat içi bomboş ruhsuz mekânlar kaldı. Bir tür negatif mimari. Bu mimari içerisinde insanlar kendilerine, varlığa ve eşyaya yabancılaştılar. Daha doğrusu balık istifi yaşamaktan, üretimin ve tüketimin hammaddesi olmaktan kendileri olmaya vakit bulamadılar, yığınlar içinde kayboldular: İçsiz ve hikâyesiz.

Çünkü mesafesizlik öldürücüdür.

Sanayi devriminden bu yana modern şehrin insanı adresini kaybetmiş bir yabancıdır. Kendisiyle arasında modern hayatın aşılmaz duvarları, uçurumları var.

Sanayi devriminden bu yana şehirler anlamını ve aurasını yitirdi; şiirini, şarkısını ve kuşlarını da…

Modern insan yaşadığı şehre dokunamıyor, onun yağmurlarında yıkanamıyor, suyunu içemiyor, yıldızlarını izleyemiyor, şarkısına eşlik edemiyor, kuşlarıyla birlikte kanat çırpamıyor.

Modern şehirler, kentler mi demeliyiz yoksa, sosyal ve kültürel bir çöldür. Ve Nietzsche’nin dediği gibi çöl büyümeye devam ediyor, hem de içimize doğru.

Oysa kadim şehirler insanın tüm varlığıyla yeşerebildiği/yerleşebildiği sıcacık bir “yuva”ydı. Bu yuvada insan güvenle yaşar, ruh ve beden bütünlüğünü korur, kendisiyle ve çevresiyle anlamlı ilişkiler kurabilirdi. Kadim şehir her şeyden önce bir anlamdı, anlam ise aşkınlık. Zaman, Tanrı’yla yaşam arasında acımasız bir şekilde bölüştürülmemişti henüz. İnsan da ruh ve beden olarak parçalanmamıştı. Sükûnetle yaşardı kadim şehrin insanı, şehrin her şeyiyle hemhal olurdu; şehre katılırdı ama gündelik bir nesne gibi kullanıp atmazdı onu. Şehrin müşfik bağrına yaslanıp huzurla uyurdu.

Asırlık çınar gibiydi kadim şehirler, müzikli bir gölgelik.

Modern hayatın her şeye yetişmeye çalışan........

© İnsaniyet