Son Sözün Korkusu
Eski bir yaradan biliyorum. Son söz; sonsuz bir şekilde yitirmek, her şeyden koparmak, yarım bıraktığın umudu yakıp savurmak oluyordu.
Son söz;
Dosta kullanıldığında yitireceğin bir geçmiş,
Kardeşe kullanıldığında büyük bir pişmanlık,
Anneye kullanıldığında burnundan akacak acı bir süt,
Yâre kullanıldığında toparlanamayan bir geleceğe dönüşüyordu.
O eski yaradan beri son sözü söylemekten çekiniyorum. O sözü kullandığımda geleceğe dair bütün umudumun düşüp kaymasından, bir fanus gibi un ufak olmasından korkuyorum.
Yarına dair tasavvurun, umudun, iyi hatıraların ve hislerin yere çarpmasındansa son sözü söyleyeceğime o an olan ile yetinmeye çalışıyorum.
O fanus parçalanacaksa, son söz pişmanlığım olacaksa, her şey elimden kayıp gidecekse; yarı umut, yarı umutsuzluk arasında gidip gelmeli insan diye avunuyorum.
O tespihin son habbesi her zaman eksik kalmalı, imame elinden usulca........
© İnsaniyet
