Ardanuç’ ta Arkeolojik Kazı Çalışmaları ve Kral Büyük Aşut’un Mezarı
Giriş
Ardanuç, sahip olduğu coğrafi konum itibari le Kuzey Kafkasya’yı Anadolu içlerine bağlayan doğal yolların kesişim noktasında bulunmaktadır. Ayrıca Ardanuç; Bulanık, Ekşinar, Üçırmaklar ve Horhot derelerinin suladığı arazileri de barındırdığından hububat tarımı ve meyvecilik için bugün de önemini muhafaza etmektedir. Özellikle vadilerin dar yamaçlarında kurulu üzüm bağları halkın hayat standardını yüksek tutmada önemli rol oynamıştır. Yalnızçam dağları silsilesindeki geniş otlak ve yaylalar da hayvancılık için bölgeye geniş jeostratejik avantajlar sağlamıştır. Bunlardan ayrı olarak Ardanuç ve çevresinde çok eski dönemlerde işletilmiş altın, gümüş, bakır gibi maden galerilerinin varlığı, yağma ve ganimet peşinde koşan topluluklar için cezbedici olmuştur. Bu bakımdan bölge Eskiçağ ve Ortaçağ boyunca işgal ve istilalara maruz kalmış, oldukça sarp ve balkanlık arazi üzerindeki kale ve kuleler küçük feodal beylikler için korunaklı saklanma yerleri olmuştur. Yerleşimciler büyük ekseriyetle Kuzey ve Güney Kafkasya üzerinden gelmiştir. Fakat dış baskılara maruz kalan bazı toplulukların Doğu Anadolu üzerinden göç ederek Ardanuç ve çevresindeki korunaklı sığınma yerlerini tercih ettikleri de görülmektedir. Bu bakımdan Eskiçağ’dan günümüze kadar Ardanuç ve çevresi birçok kavimlerin istilasına ve yerleşmesine sahne olmuştur: Hurriler, Urartular,Kimmerler, Saka/İskitler, Taoklar, Arsaklılar, Sabirler, Gürcüler, Hazarlar, Bulgarlar, Kalaçlar, Tukharlar, Osetler, Kıpçaklar/Kumanlar, Selçuklular, Harzemşahlar, Moğollar,Hıristiyan Kıpçak Atabekleri, Karakoyunlular, Akkoyunlular, Osmanlılar.[1]
Ardanuç’ta Arkeolojik Kazıların Başlaması:
Ardanuç Dış Kale’ de ilk arkeolojik kazı çalışmaları 2021 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izni ile Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi adına Dr. Öğretim Üyesi Osman Aytekin başkanlığında başladı. İlk yıl çalışmalar İskender Paşa Camii Külliyesi haziresindeki türbe ve mezarlar üzerinde yapıldı.2022 ve 2023 yıllarında kazı çalışmaları Dış Kale sur içi Büyük Kilise ile İskender Paşa Külliyesi’ne ait şadırvan ile hamamda sürdürüldü. 2024 yılında ise İç Kale’ deki kazı çalışmalarına geçildi. Ardanuç Bagratlıları diğer adıyla Tao-Kılarceti Beyliği Kralı Küropalat I.Aşut’ un Aziz Petrus ve Aziz Pavlos adına IX. yüzyılda inşa ettirdiği Aşut Kilisesi’nde kazı çalışmalarına başlanıldı.[2] Aynı yıl İç Kale’nin güneyinde yer alan bu kilisenin giriş kısmındaki çalışmalar tamamlandı. 2025 yılındaki kazı çalışmaları ile kilisenin temelleri tamamıyla ortaya çıkarıldı.
Kilisenin doğusunda yer alan apsisin altında 220 cm.x180 cm. boyutlarında ve 150 cm. derinliğinde bir mezar tespit edildi. Mezarın yan duvarları Horasan harcı ve düzgün taş işçiliği ile yapılmış olup zeminde ana kaya yer almaktadır. Mezar odasının yanlardan tavana doğru yükselen semer sırtı biçiminde düzgün bir kubbe ile örtülü olduğu görülmektedir.[3] Büyük Aşut’un mezarı Ardanuç Bagratlıları’nın üzerindeki sis perdesini aralayabilirdi. Ancak mezar boş çıktı. Belli ki Aşut’un tabutu büyük bir dikkat ve ustalıkla bir yere taşınmış.
Aşut Kimdir?
Aşut, kaynaklarda Tao- Kılarceti Beyliği olarak geçen Ardanuç Bagratlıları devletinin derebeyidir.[4] Kür, Çoruh, Aras ve Dicle boylarına yayılmış ve ticaretle çok zenginleşmiş olan Bagratlı ailesine mensuptur. Tao- Kılarceti topraklarında hüküm süren Adarnase’ nin oğludur. Gregoryen Bagratlılar bir yandan Arap İslam akınlarına, diğer yandan da Ortodoks Bizans’ın ağır baskılarına maruz kaldılar. Aşut Bey, (787- 826) Kılarcet’ in merkezi Ardanuç Kalesi’nde hüküm sürdü.[5] O, V. Yüzyılda Sasani soyundan İber /Gürcü Kralı Vaktang Gorgasali (446-499)’ nin ihya ettiği fakat sonradan Emevi Halifesi II.Mervan’ın 744 yılında büyük oranda tahribata uğrattığı Tao – Kılarceti topraklarının en büyük kalesi olan Ardanuç Kalesi’nin surlarının onarımını tamamlayıp tahkim ettikten sonra burayı başkent yaptı.[6] Dış Kale’nin sur içindeki Ardanuç şehrini de bayındırlaştırdı. İç Kale’nin güney batısında da havarilerden Aziz Pavlos ve Aziz Petrus adına görklü bir kilise yaptırdı.[7] Aşut, bu kilisede kendi kabrini de hazırladı.[8] Arap – İslam akınlarının ve kolera salgının harap ettiği ülkesini yeniden ayağa kaldırmak için Rahip Grigol Handzteli’ nin kurduğu yerel manastır cemaatlerini himayesi altına alarak bölgeye Gürcülerin yerleşmesini teşvik etti.[9] Bunun neticesinde de İberya ‘nın politik ve dini merkezi Tao- Kılarceti oldu. Bağdat Abbasi Halifesi Emin’ den 810 yılında “Gorg Beylerbeyi ve Ortodoksların Patriki” unvanını aldı.[10] Aşut, 813 yılında da Bizans İmparatoru V.Leon (813-820)’ dan Khaldea (Trabzon) valisi eliyle Küropalat unvanını alarak Yukarı Kür ve Çoruh boylarının ilbeyi ve sonraki Gürcistan Bagratlıları’nın da atası oldu.[11] Bizans’ın etkisiyle Bagratlı Küropalat Aşut ve idaresi altındaki yerli Oğuzlar ve Gürcüler Gregoryenlikten Ortodoksluk’a döndüler.[12] Bu hanedan Tayk, Gugark eyaletleriyle Abkaz ve Kartli /Gürcistan ülkelerine de hâkim olup, Gürcistan’ın 1801 yılında Rus istilasına uğramasına kadar on asırdan fazla krallık ve hanlık ile hüküm sürmüşlerdir.[13] Büyük Aşut, hem Abbasi Halifesi, hem de Bizans İmparatoru tarafından itibar görerek denge siyaseti takip etmeye çalıştı.[14] İran’ da çıkan Babek isyanının Abbasileri bunaltmasından faydalanarak İslam topraklarına yürümek isteyen Bizanslıların üstün geleceğini zannederek Bizanslılara yardım etti.[15] Bunun üzerine Aşut Beyi cezalandırmak için Tiflis İslam Emiri 816 yazında Şavşat ve Kılarcet (Ardanuç) bölgelerini yakıp yıktı ve yağmalayarak Tiflis’e döndü.[16] İslamların çekilmeleri üzerine Bagratlı Aşut Bey (787-826) müttefiki Bizanslılardan aldığı yardım ile Kılarcet ve Şavşat’ta bozulup yıkılanları yeniden onartıp şenlendirdi.[17] 816-818 yılları arasında Abbasi Halifeliğine karşı yapılan Babek isyanından sonra İslam orduları bunalmış ve İran’ da karışıklıklar artmış iken Bizans’ın kışkırtması ile Küropalat Aşut Bey ( 787-826) 825 yılında ordusu ile Ardahan’ı aşıp Gence ve Berde’yi ele geçirmek isterken Çıldır’ın kuzeyinden yetişen Abbasilerin Tiflis Emiri Halid’ in önünde bozguna uğradı.[18]
Kral Aşut Nasıl Öldürüldü?
Aşut, bu bozgundan sonra kaçıp sığındığı Nigali vadisinde (Osmanlı dönemindeki Livana Sancağı merkezi şimdiki Seyitler köyü) ordusunu büyütmeye çalıştı.[19] Kendisine katılmak üzere çağırdığı adamlar davete icabet ettiler ise de kendisini öldürmek niyetiyle geldiler. Bundan hiç şüphelenmeyen Aşut onlar gelince niyetlerini derhal anladı ise de yanında mukavemete yeterli olmayan pek az adam bulunduğundan Nigali’ deki bir kiliseye iltica etti ve orada 29 Ocak 826 günü absisin önünde kılıç darbeleriyle öldürüldü.[20] Absis onun kanı ile boyandı. Çünkü absisin basamakları üzerinde bir koyun gibi kesildi. Aşut’un Doluzhana’daki (şimdiki Artvin Hamamlı köyü) adamları efendilerinin Nigali’ de Mingrelienler ‘den (yerli Ortodoks Megrel halkından ) Orozmoz oğullarının eliyle öldürüldüğünü duyunca Doluzhana’ dan hareket ederek katilleri kovalamaya başladılar.[21] Onlara Çoruh Irmağı kenarında çekildikleri yerde yetiştiler ve bir tek adam bırakmadan hepsini katlettiler.[22] Sonra Aşut’un cesetini alarak Ardanuç İç Kale’de yaptırmış olduğu Aziz Havariyun Kilisesindeki kendi kabrine götürdüler.[23] Artık Tayk Eyaleti bütünüyle İslamların eline geçmişti. Başı kesilen Kral........





















Toi Staff
Gideon Levy
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein