Camiye seri gelin, hızlı dağılın!
2016 yılıydı.
BYEGM bölge müdürü iken yerimiz Konya’nın en kıymetli yerindeydi.
Şems Camii ve Türbesi, Şerafeddin Camii ve İplikçi Camisi’nin oluşturduğu üçgenin tam merkezindeydi.
Cuma namazlarını gölge kıbleye düştüğü ve müsait olduğu için genellikle Şerafeddin Caminin önünde, dışarıda kalabalık bir grup halinde kendi seccademizde kılardık.
Yine bir cuma günüydü, aylardan ekimdeydik.
Cuma namazının farzından sonra son sünnete durduk.
Korona dönemi öncesi olduğu için o zaman son sünnet kılınıyordu.
Yanımda şube müdürümüz Trabzon’lu H. Rahmi Dalmaç Bey vardı.
Biz son sünnete durduğumuzda arka taraftan birisi sürekli tekrarlayan bir biçimde şu cümleyi söylüyordu.
“Haydi! Kazak 10 lira, kazak 10 lira.”
Namazı bitirip selam verdiğimizde H. Rahmi Dalmaç Bey kulağıma eğildi ve:
“Müdürüm, izin verirsen ben şu kazak satıcısına çatacağım, kulağımızın dibinde sürekli bağırıp, namazımızda huşu bırakmadı” dedi.
Ben cevaben:
“Asıl haklı olan o, biz hatalıyız, dualarımız edelim ben sana izah edeyim” dedim.
Yakın olan iş yerimize geldik, çaylarımızı söyledik ve Rahmi Bey’e dedim ki:
“Allah en önemli farzlardan olan cuma namazı üzerinden bizim müminlerin camiye giriş ve çıkışlarımızda izleyeceğimiz stratejiyi bize öğretiyor.
Önce giriş için usul;
“Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağrıldığında Allah’ın zikrine koşun ve alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz bu sizin için daha........
© İnsaniyet
