Jeremy Corbyn Bilin bakalım ne oldu: İşçi Partisi ektiğini biçiyor
Geçen haftaki Londra metro grevine birçok kişi gibi ben de işe giderken uzun yürüyüşüm sırasında sağanağa yakalandım. Neredeyse tüm hatlar tamamen durdurulduğundan çoğumuz Londra'da gideceğimiz yere ulaşmak için otobüslere, bisikletlere bindik veya yürüdük. Başkentin büyük kısmı durma noktasına geldiğinden işe gidip gelme süreci, bu şehrin işleyişini sürdürmek için işçilere ne kadar bağlı olduğumuzu bize net şekilde hatırlattı.
Dayanışma amacıyla Seven Sisters istasyonu önündeki greve gittim. Haftalık mesai süresinin biraz azaltılması da dahil daha adil çalışma koşulları talep eden işçilerle konuştum. Demiryolu, Deniz ve Ulaşım Sendikası (RMT) Genel Sekreteri Eddie Dempsey, "Astronomik bir ücret talep etmiyorlar" dedi.
Ancak yorgunluk ve aşırı vardiyalı çalışma, üyelerimizin sağlığını ve refahını etkileyen ciddi sorunlar.
Grevdeki işçilerin yanından ayrılıp Parlamento’ya doğru yola çıktım, yolun çoğunu yürüyerek gittim. Londra'da uzun mesafeler yürüdüğümde, bu şehri şekillendiren yoksulluk ve eşitsizliğin boyutunu görüp utanmamak imkansız oluyor. Çoğumuz için yağmur kısa süreli bir rahatsızlıktan ibaret. Kısa süre sonra sıcak ve kuru bir yere gireceğiz. Sokaklarda yaşayan insanlar içinse yağmur, zaten acımasız yaşamlarını daha da zorlaştırıyor. Sahip olduğunuz her şey, giysileriniz ve yatağınız sırılsıklam oluyor. Yapabileceğiniz en iyi şey bir otobüs durağının, dükkan girişinin veya geçici bir barınağın altına çömelip beklemek. Londra'nın merkezindeki her sokağın hemen hemen her köşesinde ya bariz şekilde zorluk yaşayan ya da yağmur ve rüzgardan korunacak yer arayan birini görüyorum.
Aynı sabah, BBC Radio 4'te bir öğretmenin okullarda çocuklar arasındaki yoksulluğun nasıl domino etkisini yarattığını anlatmasını dinledim. Ortalama 30 kişilik bir sınıfta yaklaşık 9 çocuk yoksulluk içinde büyüyor. 10 ilkokulun 7'si, bölgelerindeki çocuklar için en büyük endişelerinin çocuk ve ergen ruh sağlığı hizmetlerine erişim olduğunu söylüyor. Birçok öğretmen, parası olmayan öğrencilerine malzeme almak için cebinden para harcıyor, hatta bağış topluyor.
Öğleden sonra erken saatlerde Westminster'a vardım. Aradaki tezat mide bulandırıcıydı. Kapının bir tarafında altın, görkem ve ihtişam, diğer........
© Independent Türkçe
