menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Trump’ın Ortadoğu tasavvuru!

9 10
23.06.2025

Ortadoğu ve uluslararası alanda “sıratı müstakim”, yani “doğru yol” henüz bulunamadı.

Büyük (ABD, İngiltere, Rusya, Fransa) ve orta ölçekli (İsrail, İran, Türkiye, S. Arabistan) devletlerin amansız jeopolitik kavgası, hegemonya mücadelesi, yayılmacı politikası sürüp gidiyor; dış dinamikler Ortadoğu’nun feleğini şaşırtıyor.

ABD Başkanı Donald Trump’ın siyasi bir yorumcu ve strateji uzmanı olmadığını artık çocuklar bile biliyor.

Buna rağmen acil kararlar alıyor ve aynı hızla bu kararları düzeltme yoluna gidiyor. Yani doğru yolu bulmakta zorlanıyor; Sırat Köprüsü’nden geçmeyi bir türlü başaramıyor.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da benzer durumda.

Yolsuzluk ve ihmal nedeniyle Gazze’de Hamas tarafından gerçekleştirilen 7 Ekim 2023 baskınına yol açması nedeniyle yargılanmaktan kaçınmak için elinden geleni yapıyor.

Bu yüzden çılgın bir boğa gibi Lübnan, Filistin, Suriye ve İran’a saldırıyor.

Ölümle kalım arasında hayatta kalma mücadelesi veren Filistin halkı adına “Ya herro ya merro!” yani “Ölümden öte köy yok!” anlayışıyla ulusalcı ve solcu güçlerle aynı mevzide İsrail işgaline direnen Hamas, bu noktada isabetli bir karar almıştı.

Ancak “İsrail belasından halkı nasıl koruyacağım, onları savunacağım?” hesabını yapamamıştı.

Geldiğimiz noktada Hamas da Sıratı Müstakimi bulamamış; 55 bin Filistinli öldürülmüş, 150 bin kadarı yaralanmıştır.

Filistin halkı toptan yurdunu toptan terk etme tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır.

Anlaşılan o ki feleği şaşanlar, başkalarının feleğini de şaşırtarak bölgenin çok ihtiyaç duyduğu doğru yolun bulunmasını engelleyip çözümü imkânsız kılmaktadır.

Trump çizgisi: Liberal gerçekçi pragmatizm!

Yine de soru şudur:

Dünyanın bir numaralı saldırgan emperyalist ve militarist devleti sayılan ABD’nin başkanı Trump’ın Ortadoğu planı veya tasavvuru nedir?

Londra merkezli Suudi Arabistan dergisi El Mecelle‘nin 13 Haziran 2025 tarihli nüshasında Robert Ford (iç savaş öncesi Suriye’deki ABD Büyükelçisi) imzasıyla çıkan bir değerlendirmede sorunun ipuçlarını bulabiliyoruz.

Şöyle ki: 14 Mayıs 2025’te S. Arabistan başkenti Riyad’da konuşan Trump, bölgeye ilişkin tasavvuruna derinlik kazandıran bir açıklama yaptı: İlkeli/İlkesel gerçeklik!

Aslında bu şiar, 2017 yılında yine aynı başkentte dile getirilen yeni Amerikan politikasının da çerçevesini çiziyordu.

Barrack Obama ile Joe Biden ikilisi gibi Trump da Ortadoğu’daki (Afganistan, Irak ve Suriye) Amerikan askeri varlığını azaltma yoluna gitti.

Çünkü vergi veren Amerikan kamuoyu bu tür askeri müdahalelerin sonuçlarından ve getirisinden (can ve mal kaybı) hoşnut değillerdi.

Trump’ın diğer ikisinden farkı liberal ideolojinin sınır ve kalıbını zorlayan konuşma tarzıydı.

ABD Başkanı, 2017 yılında şöyle diyordu:

Ortadoğu hakkındaki Amerikan stratejisi, istikrarın sağlamlaştırılması yoluyla güvenliği gerçekleştirmeyi amaçlıyor. Biz, rejim değişiklikleri sonucu doğabilecek köklü huzursuzluklara yol açan sürpriz müdahalelerden ve savaşlardan kaçınacağız. Önceki başkanlar ne siyasi ve askeri gücü kullanarak yabancı ülke liderlerini cezalandırmak suretiyle adil olmaya zorlayacaklarını sanmakla yanlış yaptılar.

Mayıs 2025’te yine S. Arabistan başkentinde konuşan Trump, “Müdahale yanlısı uzmanlarla siyasetçileri” eleştiren bir açıklama yaptı:

Bölgedeki toplumları tanımayan, siyasi rejimlerin niteliğini kavramayan ve dinamik ekonomisinin özelliğini bilmeyen sözde müdahale yanlıları, zorbalık ve şiddet kullanarak demokrat devletler inşa edilebileceğini zannediyorlar.
Bize gelince… Yönetimimiz donuk ve dogmatik liberal ideolojinin kalıpları içinde sıkışmaktan kaçınacaktır. İlkeye yapışıp kalmış düşünce kalıbından çıkarak tecrübeye dayalı sonuç alıcı yöntemlere ağırlık verecektir.

“Kademeli reformların zora dayalı köklü değişimlerden daha iyi olduğunu” savunan ABD Başkanı, örnek olarak Körfez ülkelerindeki (S. Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri-BAE ve Katar gibi) açılımları gösteriyordu.

Gerçekten de bahsedilen ülkelerde daha güvenilir, güvenli ve bireysel özgürlük alanının genişlediği toplumsal bir ortam doğmuştu.

İlginçtir, bu dönüşüm Amerikan yönlendirmesiyle değil, kendi iç dinamikleriyle gerçekleşmiştir.

Suriye’de pragmatizm ve realizm: Şam, Colani’ye emanet!

Pragmatizm (çıkarcılık-faydacılık) ve realizm (gerçekçilik) anlayışını Trump’ın Esad sonrası Suriye yönetimine yaklaşımında da görebiliyoruz.

2017 yılındaki ilk yönetimi devrinde Trump, Suriye’deki iç savaş sırasında aşırı müdahaleci bir tavırla faaliyet gösteren dış istihbarat teşkilatı CIA’nın “Özgür Suriye Ordusu” unsurlarını silahlandırıp eğitmesini öngören EĞİT-DONAT planını durdurmuştu.

Zira bu unsurlar arasında çok sayıda cihatçı bulunuyordu ve Colani komutasındaki “Cephet’ül Nusra”ya eğilimliydiler.

Nitekim bu eğitim ve silahlardan faydalanan Colani, Özgür Suriye Ordusu denetimindeki bölgeleri ele geçirip İdlib vilayetinde taht kurmuştu.

2017 yılında Trump yönetimi ABD’nin Suriye’deki başarısızlığını kabul etmek zorunda kalmıştı.

Mayıs 2025’te ise Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman aracılığıyla Colani (Ahmed Şera) ile Riyad’da görüşen Trump, muhatabının “çok iyi bir komutan, genç ve dayanıklı savaşçı” olduğunu belirtiyordu.

Niteliğini bir türlü anlayamadığı savaşlara giren ve ne oldukları hakkında teknik-istihbarat bilgisi dışında bir fikri olmayan Amerikan yönetimleri; pragmatik jeopolitik yöntemleri sayesinde daha önce Irak’ta tutukladıkları El Kaide mensubu Ebu Muhammed El Colani (Ahmed Şera) ile Trump’ın ikinci iktidar döneminde yeni bir sayfa açtılar.

Böylelikle Beyaz Saray, Suriye’nin geleceğini Colani yönetimine bırakıyor ve ona destek vermeyi vadediyordu.

Ancak Riyad buluşması sırasında Colani’ye birkaç şart dayattılar:

Ayrıca iki tarafın pazarlığı sonucu Trump, Türkistan İslam Partisi üyesi cihatçıların yeni Suriye ordusu saflarına katılmasına da ikna oldu.

Böylelikle yeni Suriye ordusunun inşası ve eğitim projesinin bir kısmını da ABD yönetimi üstlenmiş oldu.

Anlaşılan o ki Trump doğrudan askeri müdahale yerine dolaylı biçimdeki dayatmalarla Suriye’yi Colani’ye........

© İlke TV