TÜRK HUKUKUNDA YABANCILIK TEMİNATI: HUKUKİ ÇERÇEVE, YARGI KARARLARI ANALİZİ VE GÜNCEL GELİŞMELER
ÖZ
Bu makale, Türk hukukunda yabancılık teminatı müessesesini, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK) çerçevesinde kapsamlı bir şekilde incelemektedir. Çalışmada, Yargıtay'ın 2023-2025 yılları arasındaki güncel kararları analiz edilerek, yabancılık teminatının hukuki niteliği, uygulama alanı, muafiyet halleri ve uygulamada karşılaşılan sorunlar detaylı olarak ele alınmaktadır. Özellikle icra takiplerinde teminat belirleme yetkisinin kimde olduğu, karşılıklılık ilkesinin uygulanması, adalete erişim hakkı ile teminat yükümlülüğü arasındaki denge konularında önemli tespitlerde bulunulmaktadır. Araştırma, mevcut hukuki düzenlemelerin analizi, yargı kararlarının sistematik incelenmesi ve karşılaştırmalı hukuk perspektifi ile desteklenmektedir.
ABSTRACT
This article comprehensively examines the institution of security for foreign nationals in Turkish law within the framework of Law No. 5718 on International Private Law and Procedural Law (MÖHUK). The study analyzes recent decisions of the Court of Cassation between 2023-2025, examining in detail the legal nature of security for foreign nationals, its scope of application, exemption cases, and problems encountered in practice. Particularly important findings are made regarding who has the authority to determine security in enforcement proceedings, the application of the principle of reciprocity, and the balance between the right to access to justice and the obligation to provide security. The research is supported by analysis of existing legal regulations, systematic examination of judicial decisions, and a comparative law perspective.
1. GİRİŞ
Küreselleşen dünyada uluslararası ticari ilişkilerin artması ve kişilerin sınır ötesi hareketliliğinin yoğunlaşması, yabancı gerçek ve tüzel kişilerin Türk mahkemelerinde dava açma ve icra takibinde bulunma ihtiyacını artırmıştır. Bu durum, hak arama özgürlüğü ile hukuki güvenlik arasında hassas bir dengenin kurulmasını gerektirmektedir.
Yabancılık teminatı, yabancı gerçek ve tüzel kişilerin Türk mahkemelerinde dava açmaları veya icra takibinde bulunmaları halinde, yargılama giderleri ile karşı tarafın uğrayabileceği zarar ve ziyanı karşılamak üzere göstermeleri gereken güvencedir¹. Bu müessese, 5718 sayılı MÖHUK'un 48. maddesinde düzenlenmiş olup, hak arama özgürlüğü ile hukuki güvenlik arasında bir denge kurma amacı taşımaktadır.
Türk hukukunda kişilerin hak arama özgürlüklerini kullanmaları herhangi bir sınırlandırmaya tabi tutulmamıştır. Ancak bazı istisnai durumlarda dava açan veya takip hakkını kullananın önceden belirlenen bazı özel yükümlülükleri yerine getirmesi şart koşulabilir. Bu istisnai şartlardan biri de teminat gösterme yükümlülüğüdür².
Bu çalışmanın amacı, yabancılık teminatı müessesesini hukuki çerçevesi, uygulaması ve güncel gelişmeler açısından kapsamlı bir şekilde incelemek, Yargıtay'ın son dönem kararları ışığında uygulamada karşılaşılan sorunları tespit etmek ve çözüm önerileri sunmaktır.
2. HUKUKI ÇERÇEVE VE YASAL DÜZENLEME
2.1. MÖHUK Madde 48'in Kapsamı ve İçeriği
5718 sayılı MÖHUK'un 48. maddesinin 1. fıkrası uyarınca; "Türk mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır"³.
Aynı maddenin 2. fıkrasında ise; "Mahkeme, dava açanı, davaya katılanı veya icra takibi yapanı karşılıklılık esasına göre teminattan muaf tutar" hükmü yer almaktadır⁴.
Bu düzenleme, yabancılık teminatının temel unsurlarını ortaya koymaktadır:
Kişisel kapsam: Yabancı gerçek ve tüzel kişiler
Maddi kapsam: Yargılama ve takip giderleri ile karşı tarafın zarar ve ziyanı
Muafiyet imkanı: Karşılıklılık esasına dayalı muafiyet
2.2. Teminatın Hukuki Niteliği
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2025/975 esas sayılı kararında belirtildiği üzere, "Anılan maddede öngörülen teminat takip yapmanın ön koşulu olup mahkemece re'sen gözetilir"⁵. Bu tespit, yabancılık teminatının dava şartı niteliğinde olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
Teminatın dava şartı niteliğinde olması, şu sonuçları doğurmaktadır:
Mahkemece re'sen gözetilmesi zorunludur
Teminat gösterilmeden dava açılamaz veya takip başlatılamaz
Teminat eksikliği durumunda dava usulden reddedilir.
2.3. Diğer Kanunlarla İlişki
2.3.1. HMK Madde 84 ile İlişki
6100 sayılı HMK'nın 84. maddesi, genel olarak Türkiye'de mutad meskeni olmayan Türk vatandaşlarının veya ödeme güçlüğü içinde bulunanların teminat göstermesi gereken halleri düzenler⁶.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2022/9782-2023/2740 sayılı kararında belirtildiği üzere, yabancılar söz konusu olduğunda MÖHUK 48 lex specialis (özel kanun) niteliğindedir ve öncelikle uygulanır: "hukukun genel ilkelerinden olan özel kanun genel kanunu dışlar (Lex specialis derogat generali) ilkesi kapsamında her halde 5718 sayılı yasanın evveliyetle uygulanması gerektiği"⁷.
2.3.2. İcra ve İflas Kanunu ile İlişki
İcra takiplerinde yabancılık teminatı, İİK'nın genel hükümleri ile birlikte uygulanmaktadır. Özellikle İİK'nın 16-18. maddeleri uyarınca şikayet yolu, teminat uyuşmazlıklarının çözümünde önemli rol oynamaktadır⁸.
3. TEMİNAT BELİRLEME YETKİSİ VE USUL HÜKÜMLERI
3.1. İcra Takiplerinde Teminat Belirleme Yetkisi
Yargıtay kararlarında en sık karşılaşılan sorun, icra takiplerinde teminat miktarının belirlenmesi yetkisinin kimde olduğu meselesidir. Bu konuda Yargıtay'ın yerleşik içtihadı bulunmaktadır.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2025/2718 sayılı kararında açıkça belirtildiği üzere:
"İcra takibinde bulunan yabancı ve gerçek tüzel kişilerden icra memuru takip giderleri ile karşı tarafın bu takip dolayısı ile uğrayabileceği zarar ve ziyanını karşılayacak şekilde teminat belirlemesi gereklidir. İcra memurunun belirlediği teminat miktarının yazıda belirlenen ilkelere uymadığı veya teminattan muaf olunduğu halde teminat istendiği şikayet yolu ile icra mahkemesinde ileri sürülebilir"⁹.
3.2. İcra Mahkemesinin Yetkilerinin Sınırları
Yargıtay, icra mahkemelerinin doğrudan teminat miktarı belirlemesini hukuka aykırı bulmaktadır. Bu konuda Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2024/7750-2025/1186 sayılı kararında şu değerlendirme yapılmıştır:
"İlk Derece Mahkemesince; İİK'nin 17. maddesi uyarınca, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda teminatın belirlenmesinin icra müdürlüğünce yapılmasına karar verilmesi gerekirken, icra müdürünün yerine geçerek, alacağın 'si oranında teminat alınmasına karar verilmesi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir"¹⁰.
Bu karar, teminat belirleme yetkisinin öncelikle icra müdürlüğüne ait olduğunu ve icra mahkemesinin bu konudaki yetkisinin sınırlı olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
3.3. Şikayet Yolunun İşlevi
İcra takiplerinde yabancılık teminatına ilişkin uyuşmazlıklar, İİK'nın 16-18. maddeleri uyarınca şikayet yolu ile çözülmektedir. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2024/7393 sayılı kararında, şikayetin hukuki niteliği açıklanmıştır:
"Şikayet; icra ve iflas hukukunda düzenlenmiş kendine özgü hukuki bir çıkış yolu ve çaredir. Şikayet kendine özgü bir yol olup bir dava ve gerçek anlamda bir kanun yolu değildir"¹¹.
İİK'nın 17. maddesinin 1. fıkrası uyarınca "Şikayet icra mahkemesince kabul edilirse şikayet olunan muamele ya bozulur, yahut düzeltilir"¹². Bu düzenleme çerçevesinde, icra mahkemesinin teminat konusundaki yetkileri sınırlıdır.
4. TEMİNAT MİKTARININ BELİRLENMESİ VE ORANTILIK İLKESİ
4.1. Teminat Oranının Belirlenmesinde Karşılaşılan Sorunlar
Uygulamada teminat oranının belirlenmesinde farklı yaklaşımlar görülmektedir. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2024/7393 sayılı kararında, icra müdürünün takip alacağının 0'ü oranında teminat istemesinin "yukarıda belirtilen ilkelere uymadığı" belirtilerek, bu oranın fahiş olduğu........
© Hukuki Haber
