menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Alevilere yönelik şiddetin tarihsel zemini

23 1
30.11.2025

Cem’de yanan çerağ bizim sırrımız

Üçler Beşler Yediler İkrarımız

Kırklar Meydanı hakikat kapımız

Gecikmiş adaletledir davamız

Türkiye Cumhuriyeti'nin çok kültürlü ve çok inançlı yapısı içinde önemli bir toplumsal kitle olan Aleviler, kuruluşundan bugüne kadar süregelen pek çok sosyal, siyasal ve toplumsal sorunlarla karşı karşıya kalmıştır.

Bu sorunların temelinde, Aleviliğin Selefi, Emevi İslam ulemalarınca İslam dışı (Rafizi) sapkın bir inançla ilişkilendirilmesi yanlış algılara, önyargılara ve sistematik şiddet eylemlerine zemin hazırlaması yatmaktadır.

Cumhuriyet döneminde Alevileri hedef alan şiddet eylemlerinin kronolojik ve analitik bir incelemesi yapılarak, Alevi toplumunun yaşadığı yıkıcı ve kalıcı mağduriyet duygusu ve devlet tarafından tanınmama sorunu doğru ve geçekçi bir çerçevede ele alınmalıdır.

***

Alevi toplumunun yaşadığı en ciddi sorunlardan biri, tarihsel süreçte yoğun Alevi nüfusunun olduğu farklı kentlerde sürekli olarak şiddet eylemlerine maruz kalmasıdır. Bu eylemler, devletin militarist güçleri ile sivil radikal İslamcı unsurların işbirliğiyle gerçekleştirilen ve sürekliliği olan somut olaylardır:

Alevi toplumunun Osmanlı'dan Cumhuriyet'e uzanan süreçte yaşadığı baskı ve şiddet sarmalının temel mekanizmaları tarihsel gerçekliklere dayanmaktadır. Yavuz Selim, Şah İsmail Hatayi ile Çaldıran’da giriştiği savaş sonrası Anadolu’daki Alevi topluluklar hedef tahtasına konuldu. Bu toplulukların toptan katli için fermanlar yazıldı ve büyük katliamlar yapıldı.

Osmanlı’nın Alevilere yönelik politikası özellikle Alevileri hep Sünnileştirmeyi amaçlayan bir hat üzerinde ilerledi. Osmanlı’nın son yıllarında, "Akl-ı selim hocalar" olarak nitelendirilen selefi Sünni din adamları (vaizler, hoca efendiler) Alevi köylerine gönderilerek yoğun bir asimilasyona girişildi. Bu süreçte Osmanlı’nın bu politikasına direnen Alevi topluluklarının manevi liderleri (Anadolu Ocak Dedeleri), devlet otoritesine tehdit olarak görüldü. Bazı Dedeler yargılandı veya sürgün edildi. Cumhuriyet’in ikinci yarısından sonra da sağ iktidarlar Osmanlı’dan miras almışçasına aynı yol ve yöntemlerle Alevileri Sünnileştirmeyi amaçladı.

Cumhuriyet dönemindeki büyük toplumsal çatışmaların (Sivas, Maraş, Çorum olayları gibi) temelindeki ideolojik ve kültürel ayrımcılık zemini,........

© HalkTV