TFF Başkanı Hacıosmanoğlu'nu bu kez alkışlıyorum: Türk futbol tarihini yeniden yazan adam
Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı seçildiğinden bu yana İbrahim Hacıosmanoğlu çok eleştirildi. Ben de eleştirdim zaman zaman.
Uygulamaları, konuşmaları... Görevlere getirdiği isimleri seçimi... Bunun gibiydi nedenleri.
Ama bu kez alkışlıyorum.
Bana göre en isabetli kararını aldı.
Mehmet Ali Yılmaz'ın adını Süper Lig'i verdi.
Açıklama şöyleydi:
“Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu yaptığı değerlendirmede, Süper Lig'in Türk futboluna unutulmaz katkılarda bulunan futbol adamları ve eski milli futbolcuların anısına düzenlenmesi uygulaması kapsamında, kalan haftaların "2025-2026 Trendyol Süper Lig Mehmet Ali Yılmaz Sezonu" olarak oynatılmasına karar vermiştir.
Türk sporuna çok önemli katkılarda bulunan Mehmet Ali Yılmaz, milletvekilliğinin yanı sıra Gençlik ve Spor Bakanı olarak da ülkemize hizmet etmişti. İki hükümet döneminde Gençlik ve Spor Bakanlığı yapan Yılmaz, Türkiye Futbol Federasyonu'nun özerk bir yapıya kavuşmasında büyük rol oynamış, futbolda havuz sistemini düzenleyen kişilerden biri olmuştu.
Trabzonspor'da üç dönem başkanlık yaparak kulüpte en uzun süre bu görevi üstlenen isim olan Yılmaz, Onursal Başkanlığa da seçilmişti. Mehmet Ali Yılmaz'ın başkanlığı döneminde Trabzonspor 1'er kez Cumhurbaşkanlığı Kupası, Lig Şampiyonluğu, Türkiye Kupası ve Başbakanlık Kupası kazandı.
Merhum Mehmet Ali Yılmaz'a bir kez daha Allah'tan rahmet, ailesi, yakınları, sevenleri ve başta Trabzonspor olmak üzere tüm spor camiasına başsağlığı dileriz.”
Peki kimdir Mehmet Ali Yılmaz?
Tanıyan tanıyor da... Tanımayanlar için anlatayım biraz.
Ben kendisini 1986 yılında tanıdım. Milliyet gazetesinden geçtiğim Güneş gazetesinin sahibiydi. Aynı zamanda Trabzonspor Kulübü'nün de başkanı.
O yıllarda genç bir patrondu ama patrondan çok "baba" gibi davrandığını gördüm çalışanlarına.
Zor duruma düşenin maddi manevi yanındaydı.
Bir aile ortamı yaratmaya çalışıyordu.
Yemek yemese bile hemen hemen her öğlen yemekhaneye çıkar, önüne tabldot tepsini alır, otururdu. Bu "Bir derdi olan çalışan beni görsün, anlatsın" demekti.
Rahatsızlanan, ameliyat olması gereken çalışanını tüm masraflarını karşılayarak Avrupa'ya ya da ABD'ye ameliyata yolladığını gördüm.
Darda olanın imdadına (karşılık beklemeden) yetiştiğine şahit oldum.
Daha neler neler!
O dönemlerde Türkiye'nin en önemli iş adamlarındandı.
Yıllarca ülkenin vergi sıralamasında 1 numara olmuştu. Şimdikiler gibi ismini gizlemek yerine bunun gururunu yaşadığını, gözlerinin içinin parladığını biliyorum.
Her canlı ölümü tadar. Erken de olsa o da göç etti bu dünyadan.
Ama benim için "Ölümüsüz adamlar" arasındaki yerini alıp da gitti ama.
Benim için büyük bir şok oldu bu!
Hayatını kaybettiği 24 Nisan 2024'ten 2 gün önce telefonla görüşmüştüm.
- Evlat, dedi; cuma günü bana eve gel. Belimden bir rahatsızlığım var. O nedenle şirkete (Tek Art Sefaköy) gidemiyorum. Eve gel de sohbet edelim. Seninle konuşacaklarım var.
- Elbette, karşılığını verdim; cuma günü arar, söyleyeceğiniz saatte gelirim!
Ne acı ki o cuma günü cenaze törenine katıldım.
O son konuşmamızmış meğer; kulaklarımdaki sesini hala unutamadım.
Mehmet Ali Yılmaz, başarılı iş adamlığının yanı sıra büyük bir spor adamıydı.
Trabzonspor........
© HalkTV
