Hz. Âdem ve eşinin imtihanı, bizim hikâyemiz
Hayat, Hz. Âdem’den beri insanla şeytan arasında süregelen ince bir mücadele… Her çağda farklı bir dil, farklı bir kılıf buluyor bu mücadele. Bugün reklamlarda, dizilerde ya da sosyal medyada kulağımıza fısıldanan “Sen değerlisin, özgür ol, sınır tanıma!” sözleri, A‘râf 7/20’de şeytanın Âdem ve eşine “iki melek olursunuz yahut ölümsüz olursunuz” diyerek Allah’a itaatsizliğe çağırdığı o ilk vesvesenin çağdaş yankısı değil mi? İnsanın arzusu, her zaman melekleşme özlemiyle başlıyor ama çoğu zaman dünyevîleşme sınavında ayağı kayıyor. Bu yazıda söz konusu ayetin ışığında örtünmenin anlamını, şeytanın insana yaklaşma yöntemini ve Hz. Âdem’in bu imtihandaki insanca zaafını tartışacağız; çünkü bu kıssa, bir tarih anlatısı değil; hâlâ içimizde yankılanan o kadim çağrının, “yasakla özgürlük” arasında salınan insanın hikâyesidir.
Örtünme ve Ahlakın Asalet Boyutu
“İnsan eşref-i mahlukattır.” denilse de kendisinden yukarıda gördüğü melekler gibi olmak ister: “Şeytan o ikisinin bedenlerinden gizlenmiş olan ayıp yerlerini kendilerine göstermek için onlara vesvese verdi ve ‘Rabbinizin sizi bu ağaçtan menetmesi iki melek olursunuz yahut sonsuz hayat sürersiniz diyedir.’ dedi.” (el-A‘râf 7/20). Avret yerleri için "ayıp yerlerini" denilmesi, kişinin yalnızken ya da eşinin yanındayken bile o bölgelerin gereksiz yere örtüsüz bırakılmaması gerektiğini ima eder. Bu durum, kişinin değerini düşürür. Şeytanın bu çabası, ağaçtan yeme öncesinde Hz. Âdem ve eşinin örtülü olduğunu da göstermektedir. Zaten insana yakışan da budur.
Şeytan’ın Vesvesesi: Cennetin İçinden mi,........© Haksöz





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d