menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Jeologlar muharebesi

189 1
27.04.2025

İstanbul geçen gün fena, hem de çok fena sallandı; ardından da deprem hocaları birbirlerini sallamaya başladılar...

Memleketteki kamplaşma, üniversitelerimizin “Prof” unvanlı anlı-şanlı sismologlarına, jeologlarına, vesairelerine de sirayet etti ve hocalar şimdi birbirleri ile didişmekle meşguller. Profesörün biri “Büyük depreme az kaldı, başımıza gelecekleri ifadede kelimeler yetersiz kalıyor” deyip iç karartırken bir diğeri rahatlatıcı sözler ediyor ve “İstanbul’da bundan böyle büyük deprem olmayacak” diyor.

Deprem uzmanları ile konunun uzmanı olmadıkları halde olduklarını iddia edenler böyle akıllarına geldiği gibi konuştukça ve birinin “ak” dediğine öteki “kara” dedikçe olan millete oluyor, depresyon da arttıkça artıyor!

Jeologlar cephesinde 1999 felâketinden buyana yaşanan bazı gerçekleri açık şekilde söyleme zamanı artık gelmiştir:

Deprem hocaları 1999 depreminden sonra gözlerini sadece İstanbul’a dikip başka yerlere pek bakmadılar; önce “İstanbul depremi üç yıl içinde olacak” dediler, deprem bir türlü gelmeyince süreyi on, yirmi ve sonra da otuz seneye çektiler! Marmara’daki fayın tek seferde mi, yoksa iki veya üç aşamada mı kırılacağını tahmine çalıştılar ama bunda da bir türlü anlaşamadılar. Çok sayıda araştırma ve uluslararası makale de yayınladılar fakat bu yayınlar maalesef hiçbir işe yaramadı, 1999 felâketinin üzerinden geçen yirmi küsur sene boyunca depremler memleketin hep başka taraflarında, uzmanların bahsetmedikleri yerlerde oldu ve binlerce kişi hayatını kaybetti!

SEMA HANIM’IN ÖNEMLİ ESERİ

Jeoloji ile bir alâkam yok, öyle imiş gibi görünmek hevesinde falan hiç değilim ama arşivlerde de çalışan bir gazeteci olarak depremlerin teknik tarafı araştırılırken başka kaynakların ve özellikle de geçmişe ait deprem kayıtlarının incelenmesi........

© Habertürk