Sürekli onay arayışı: Mutluluğumuz başkalarının elinde mi?
Onaylanma ihtiyacının kökenleri genellikle erken çocukluk dönemine dayanır. Psikolog Carl Rogers’ın temelini attığı “Şartsız Olumlu Kabul” kavramı, bu meselenin anahtarıdır. Bir çocuğun, hatalarıyla veya eksiklikleriyle bile değerli ve sevilebilir olduğunu bilmesi, sağlam bir özgüven geliştirmesi için kritik öneme sahiptir.
Bu temeller üzerine kurulan yetişkinlik hayatında, kişi adeta sosyal bir radar taşır; sürekli olarak dışsal referans noktaları arar: “Yeterince iyi miyim?”, “Beğeniliyor muyum?”.
Onaylanma bağımlılığı, yetişkin yaşamında kendini farklı ve genellikle yıpratıcı şekillerde gösterir. Bu durum, özellikle modern iletişim çağında daha da karmaşıklaşmıştır.
1. Sosyal Medya ve “Beğeni” Tuzağı:
Sosyal medyadaki “beğeni” ve “yorum”lar, beynimizde tıpkı bir ödül gibi dopamin salınımını tetikler. Sosyal psikolojide bu durum, operant koşullanma ile........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein