menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Küresel yalnızlık çağı

9 0
13.09.2025

Tarih boyunca insanlık hiç bu kadar birbirine yakın olmamıştı. Cep telefonları, sosyal medya platformları, video konferanslar… Bugün dünyanın bir ucundaki bir insanla saniyeler içinde konuşabiliyoruz. Fakat bu teknolojik mucize, paradoksal bir şekilde, bizi hiç olmadığı kadar yalnız bıraktı. İnsan, kendi varoluşunun merkezine artık aklını ya da vicdanını değil, ekranını yerleştirdi. Modern çağın bu sessiz trajedisini anlamak için yalnızlığı yalnızca bireysel bir duygu değil, sosyolojik ve psikolojik bir salgın olarak görmek gerekiyor.

Sosyolog Emile Durkheim, 19. yüzyılda intihar vakalarının bireysel tercihlerden ziyade toplumsal yapının ürünü olduğunu tespit etmişti. Ona göre modernleşme, bireyi geleneksel topluluk bağlarından koparmış, fakat yeni bir aidiyet ağı sunamamıştı. Bugün bu durumun çok daha ileri bir boyutunu yaşıyoruz: Geleneksel aile ve cemaat yapıları çözülürken, dijital ağlar sahte bir topluluk hissi yaratıyor. İnsanlar, binlerce “arkadaş” ve “takipçi”yle çevriliyken bile gerçek anlamda bir bağ kuramıyor. Sosyal medya, bağlantıyı taklit ediyor; ama taklit edilen bir bağ, gerçek ilişkilerin yerini alamıyor.

Psikolojik açıdan bu yalnızlık salgını, yalnızca duygusal bir boşluk değil; insan beyninin işleyişini bile etkileyen bir durum. John Cacioppo’nun “Loneliness” adlı araştırmalarında gösterdiği gibi, yalnızlık kronik stres seviyesini artırıyor, bağışıklık sistemini zayıflatıyor ve depresyon riskini yükseltiyor. Bugün dünyanın en bağlantılı nesli, aynı zamanda tarihin en kaygılı, en depresif kuşağı. Çünkü teknoloji, insanın biyolojik ve psikolojik ihtiyaçlarını göz ardı eden bir hızla gelişti. Beyin, yüz yüze iletişimde mikro ifadeleri, ses tonunu, dokunuşu ve bağlamı okumaya evrimleşti. Oysa dijital iletişim, bu unsurları büyük ölçüde ortadan kaldırıyor.

Yalnızlık, modern kapitalizmin de en kârlı ürünlerinden biri haline geldi. İnsanların yalnızlık hissi, onları daha fazla tüketmeye, daha fazla içerik üretmeye ve daha çok bağımlılığa yönlendiriyor. Sherry Turkle, “Alone Together” kitabında........

© Haberton