Ezberin sözcüleri
Bu yüzyıl, fikir sahibi olmaktan çok, fikir temsiliyetine özenenlerin çağındadır. Kendi zihninde yankı bulmamış, hiçbir acıyla sınanmamış, sorgulama görmemiş bir düşünceyi, papağan üslubuyla savunan insanlar… Tam anlamıyla birer zihin kiracısı. Kontratları kısa, fikirleri bayat, cümleleri sponsorludur.
Birey, tarihin hiçbir döneminde bugünkü kadar “ait” olmaya bu kadar aç kalmamıştı. Ait hissetmenin huzuru, özgür düşünmenin sancısından daha konforlu çünkü. Yalnızca ait olduğu yapının dilini konuşarak, entelektüel geçinen bir alt kültür yaratmak… Sloganlar, forum yorumları, podcast kesitleri, storylerde dönen manifestolar… Fikir sahibi olmadan fikir beyan etmenin en konforlu dönemindeyiz. Çünkü kimse senin gerçekten ne düşündüğünü değil, kime ait olduğunu merak ediyor.
Yani artık düşünce, bir kulüp tişörtü. Boynuna as, selfie çek, paylaş. Okunmamış kitapların arasına iliştirilmiş ayracın, yıllardır açılmamış bir sayfada duruşu gibi. Orada olmasının anlamı yok, orada gözükmesi yeterli.
Bugün düşünceler birer promosyon ürünü. “İki tweet’e bir retweet, bir tane de üstten göz kırpan fikir.” Etiket sistemine göre kümeleşen, ‘benimkiler’, ‘bizdenler’, ‘o tayfa’, ‘şunlar’ gibi flu kavramlarla tanımlanan gruplar içinde birey değil, tür temsilcileri yetişiyor.
Her fikrin duygusal bir karşılığı vardır. Ama her fikir........
© Haberton
