Konut Piyasası Notları
Değerli Okurlarım!
Konut meselesi bu topraklarda, daima ekonominin de gündelik hayatın da en temel gündemlerinden biri olmuştur. Boşuna dememişler; “Dünyada mekân, ahirette iman.” diye.
Ev sahibi olmak, sadece başını sokacak bir yuva edinmek değil; evlatlara, torunlara bırakılacak en güvenli miras olarak görülür bizde.
Memlekette konut tartışmaları hiç eksik olmaz. Bir yanda yükselen fiyatlar, diğer yanda kiracı-ev sahibi gerilimi; devletin sosyal konut projeleri ve piyasanın yatırımcı iştahı…
Konut tartışmaları artık sadece ekonomiyi değil; sosyal barışı ve kuşakların geleceğini de yakından ilgilendiriyor.
İşte tam da böyle bir dönemde TÜİK’in açıkladığı son veriler bize yine düşündürücü bir tablo sunuyor:
Ağustos ayında konut satışları 143 bini aşarak yılın rekorunu kırmış, Ocak-Ağustos döneminde ise toplam satışlar geçen yıla göre ! artışla 978 bine ulaşmış.
Fakat tüm bu canlılığa rağmen konut sahipliği oranının düştüğünü gözlemliyoruz. Yani satış var, hareket var, ama ahalinin ev sahibi olma imkânı daralıyor.
SATIŞLAR ARTIYOR, SAHİPLİK AZALIYOR
Son yıllarda açıklanan istatistikler, ev sahibi olanların toplam nüfusa oranının kademeli biçimde azaldığını gösteriyor.
İstatistiklere bakıyoruz; 2014 yılında Türkiye nüfusu yaklaşık 77,7 milyon iken 2024’te 85,4 milyona yükselmiş; yani son 10 yılda nüfus yaklaşık artmış. Aynı dönemde ev sahipliği oranı ise a’den V civarına gerilmiş.
Bu tablo bize şunu söylüyor: Nüfus artıyor, konut satışları rekor kırıyor, ancak ev sahibi olabilen kesim daralıyor.
Piyasadaki hareketlilik geniş halk kesimlerine yansımıyor; tam tersine, konut sahibi olma oranı giderek geriliyor.
KONUT DAĞILIMI DENGESİZ
Konut piyasasında rakamlar parlak görünebilir; ama detaylara........
© Haber7
