menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ahlak ve hukukun yozlaşması

9 1
25.04.2025

Gelir dağılımındaki dengesizlikler temel yaşam standartlarını zorlaştırdığında, adil olmayan ekonomik politikalar ve sosyal eşitsizlikler toplumsal barışı ve huzuru tehdit eder hale gelir.

Hukuk, uluslararası ilişkilerde savaş ve çatışmalara karşı bir denge unsuru olmaktan çıkarsa, güçlünün ve zalimin sopası haline dönüşür. İnsan hakları, evrensel hukuk, karşılıklı sevgi ve saygı, duygudaşlık ve tolerans yalnızca yazılı metinlerde yer alıyor; pratikte hiçbir kapıyı çalmıyor, hiçbir mahalleye uğramıyorsa, insan, şehrin kalabalığında yalnızlaşır.

Adalet mekanizmaları insan hakları ihlallerini önleyici ve cezalandırıcı bir rol oynamazsa, sadece güçsüzler ve mazlumlar cezalandırılır. Bu durumda güçlüler, haksız da olsalar her zaman haklı; borçlu da olsalar her zaman alacaklıdır.

Ahlaki çöküş ve toplumsal etkileri hayatın her alanında adaletin ve hukukun önüne geçer. Adil olmayan ve hukuka saygı göstermeyenler mükâfatlandırılır; adil olanlar ve hukuka saygılı bireyler ise güçlülerin çıkarlarını korumak adına yargılanmadan cezalandırılır.

Ahlaki çöküş, sadece bireyleri değil, toplumların temel dinamiklerini kökünden sarsan ve uzun vadede sosyal yapıyı bozan derin bir yozlaşmadır.

Ahlaki değerlerin zayıflaması, toplumun hak, hukuk, adalet, dürüstlük, saygı, sevgi, dayanışma ve merhamet gibi temel değerlerden uzaklaşmasına neden olur. Bu durum, kitlesel bozulma ve yozlaşmayı salgın bir hastalık gibi hayatın bütün alanlarına ve katmanlarına bulaştırır. Yozlaşma, uzlaşmayı; uzlaşma, yabancılaşmayı;........

© Haber7