PERİYODU DOLAN DEĞİL, ZİHİNSEL DEPREMLER !
Deprem? Hangi deprem, hangi fay, hangi kuşak, hangi zon, hangi segment diyerek başlamayacağım…
Çünkü Zihinsel Depremler, zihindeki depremler daha bir kuvvetli ve açık ara önde gidiyor bu aralar…
‘’ Haydi Bütün Faylar Aynı Anda Kırılsın Demiştik ‘’ Biraz ironi yapıp, biraz sitem edip sonlara doğru da
hafif gülümsetmiştik sizleri, Günışığı Gazetesi’ndeki sizlerle ilk buluştuğum mesleki – ironik yazımla…
Sitem evet … Sitem evet çokça sitem. Neye sitem? Bu kadar yoğun kaygının yaratılışına, her kafadan sesin hiç olmadığı kadar çok çıkışına- bir Paleosismolog (Deprem bilimci) değilim elbet haddimi bilirim ama- bu kadar bilinçsizce yüklenilen belleklere, zihinlere işlenenlere... Sitemkarım.
Çocukluğumda çok deprem yaşardık, hatırlarım. 4.5 lar, 5.1 ler, 5.9 lar yaşardık olurdu biterdi bir şekilde, takılı kalmazdık. Hala yaşıyoruz zaten. Sonradan da görerek okuyarak araştırarak ve bildiğiniz üzere mesleğimin, akademik kariyerimin de jeoloji mühendisliği üzerine oluşunun da etkisiyle , bildik ki biz tektonik bir ovadayız. Elazığ tektonizma ile (deprem ile) oluşmuş çevresine göre yüksek dağların arasında çökmüş düzlük ovada konumlanmış bir şehir. Aynı şekilde dikkat ederseniz Hazar Gölü çevresine göre yüksek dağların arasında ani bir çöküşle yine deprem ile tektonizma ile oluşmuş tektonik bir göl. Çevresine göre yüksek dağlar arasında kalmış olan ani çukurlar ani düzlükler tektonizmayı, hareketi depremselliği hatırlatsın sizlere. Bu da demek oluyor ki burası veya yakın çevresi belirlli periyotlarla bir ana fayın kırılmasına gebe... (ana fay =ana şok=tarihsel olarak belirli periyotlarla oluşabilecek en büyük deprem) Bu periyotlar uzmanlarımızın çeşitli matematiksel hesaplamaları ile o bölgede meydana gelen en büyük depremlerin tarihsel süreçleri de göz önünde bulundurularak ve tabiki arazi çalışmaları, nitel gözlemler ile de destekleyerek belirledikleri nicelik olarak 150 yıl, 250 yıl, 450 yıl, 500 yıl gibi genel olarak büyük zaman aralıklarını ifade eden periyotlar olabiliyor. Bu periyotlar dolana dek, ana fay ana şok dediğimiz büyük depremler olana dek, illaki hareketli bir kara parçası hareketine büyüklü küçüklü irli ufaklı devam edecek.
Küçük bir örnek vereyim mi?
Çok sert katı rijit bir yüzeye bu bir duvar da olabilir, büyük kalınca sert ve tüm kuvvetinizle bir çizik attığınızda çevresinde irili ufaklı yan (tali) çizikcikler olmayacak mı?
İşte bu minik çizikler bizim artçı dediklerimiz, fay segmenti dediklerimiz, bazen de büyük depremlerin öncüsü dediğimiz depremler yaratabiliyor. Yer yüzü hep hareketli hep aktif. Yoksa bugünkü yer yuvarlağımız, dünyamız olmazdı.
Bilimsel verileri, nicel verileri çok da kullanarak yazmayacağım içimdekileri…
Şunu görüyorum artık, evet son zamanlarda üst üste yaşadığımız 24 Ocak 2020 Sivrice Depremi, asrın felaketi dediğimiz 6 Şubat Depremleri, birazcık geriye de gidersek 1999 İstanbul-Düzce........
© Günışığı Gazetesi
