Bir toplumun gelişmişlik düzeyini anlamak istiyorsanız, o toplumun çocuklarına nasıl davrandığına bakmanız yeterlidir.

Çünkü çocuklar, sadece geleceğimizin teminatı değil, aynı zamanda bugünümüzün en kıymetli varlıklarıdır.

Onlara verilen değer; eğitimden sağlığa, sosyal haklardan oyun alanlarına kadar her alanda kendini gösterir.

Çocuk işçiliği, eğitimde fırsat eşitsizliği, oyun alanlarının yetersizliği ve dijital bağımlılık gibi sorunlarla mücadele ederken, bir yandan da çocukların sesini duymayı öğrenmemiz gerekiyor.

Çünkü çocuklar sadece korunması gereken bireyler değil; aynı zamanda hak sahibi bireylerdir.

Çocuklar, dinlenmeyi, sevilmeyi ve saygı görmeyi hak eder.

Onlara değer vermek; sadece onları korumak değil, aynı zamanda fikirlerini ciddiye almak, potansiyellerini ortaya çıkaracak alanlar yaratmak demektir.

Unutmayalım, çocuklara verdiğimiz değer, aslında kendimize verdiğimiz değerdir. Çünkü onlar, bugünün neşesi, yarının umududur.

Değişmeyen ve değişmemesi gereken bir şey var: Çocuklara verilen değer.

Onları sadece büyüten değil, dinleyen, anlayan, rehberlik eden bir toplum olduğumuz sürece, daha güçlü bir geleceğe emin adımlarla yürüyebiliriz.

Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk, çocuklara verdiği değeri göstermek için; Cumhuriyetin ilan edildiği günü çocuklara hediye etmiştir.

Dünyada devlet başkanının çocuklara bayram hediye edildiği tek ülke Türkiye Cumhuriyeti’dir.

Her yıl 23 Nisan’da rengârenk süslenmiş caddeler, çocuk sesleriyle dolan meydanlar ve bayraklarla donatılmış........

© Günışığı Gazetesi