Mutfağımızın Vazgeçilmez Temel Direği: Lahmacun
Kökeni tam olarak bilinmemekle birlikte lahmacunun tarihi Mezopotamya’ya kadar uzanıyor. Ortadoğu Levant mutfağının önemli bir parçası olan bu lezzet, Arapça'da "lahm" (et) ve "acîn" (hamur) kelimelerinin birleşimiyle "lahm-ı acîn" olarak adlandırılmış ve zamanla bugünkü ismini almış.
Osmanlı dönemine ait bazı kaynaklarda da lahmacunun izlerine rastlamak mümkün. Evliya Çelebi, Seyahatname’sinde "lahm-ı acînlı börek" olarak bahsederken, Osmanlı mutfağında bu tür hamur işlerinin farklı isimler altında tüketildiği görülüyor.
Geçmişi bu kadar köklü olan lahmacun, zaman içinde mutfak kültürümüzün ayrılmaz bir parçası haline geldi.
Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da uzun yıllardır bilinen bu lezzet, 20. yüzyılın ortalarından itibaren büyük şehirlere göçle birlikte İstanbul gibi metropollerde de yaygınlaştı.
Eskiden taş fırınlarda pişirilip mahalle aralarında satılan bir ürünken, zamanla restoran menülerinde de kendine kalıcı bir yer edindi.
Lahmacunun bu kadar benimsenmesi, ekonomik, doyurucu ve lezzetli bir seçenek olmasıyla doğrudan bağlantılı. Sokak lezzetleri arasında yerini sağlamlaştırmasının yanı sıra restoranlarda da farklı yorumlarla sunulan bir yemek haline geldi.
Türkiye’nin farklı bölgelerinde lahmacun, malzeme ve pişirme tekniği açısından çeşitli........
© Gerçek Gündem
