Başarılı Şef Kendi 'Sahne'sini Gerçek Gündem'e Anlattı
Doğanın sunduğu zenginlikleri tabağa taşıma tutkusuyla mutfakta bir sanatçı gibi çalışan genç ve başarılı Executive Chef Tuğçe Mirza, mevsiminde ve yerel ürünlerle çalışmaya olan bağlılığıyla her tabağında doğanın ritmini yakaladığı bir hikâye sunuyor. Kendini bir "kimyager" gibi görüyor ve farklı malzemeleri ustalıkla harmanlayarak kültürel mirasla modern dokunuşları buluşturuyor. Onun için yemek, sadece beslenme değil; duygusal bir bağ kurma, doğanın ruhunu paylaşma deneyimi. Tuğçe Mirza ile Yeditepe Üniversitesi’nde başlayıp Norveç’te 3 Michelin yıldızlı restoranda yaptığı stajla gelişimini şekillendirdiği kariyer yolculuğunu, mutfağa ve ürüne bakışından hayata geçirmek istediği yeni projelerine kadar her şeyi konuştuk.
Sevgili Tuğçe istersen sohbetimize seni tanıyarak başlayalım.
Yeditepe Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları mezunuyum. Yaklaşık 10 yıldır profesyonel olarak mutfakla ilgileniyorum. Şu anda Restoran Modern’de Executive Chef olarak görev yapıyorum. Mutfakta olmak benim için işten çok bir yaşam biçimi. Yoğun iş temposunun içinde fırsat buldukça çekirdek arkadaş grubum, ailem ve köpeğimle bir araya gelip keyifli sofralar kurmak, seyahat edip yerel mutfakları ve kültürlerini deneyimlemek bana çok iyi geliyor. Aslında yemek yapmak ve paylaşmak, iş hayatım kadar sosyal hayatımın da vazgeçilmezi oldu diyebilirim.
Şef olmaya nasıl ve neden karar verdin?
Bence hepimiz hayatın stresinden uzaklaşmak, sosyalleşmek ya da önemli konuları konuşmak için restoranlara gidiyoruz. Restoranlar, insan hayatında özel bir yere sahip ve ben de bu dünyanın mimarlarından biri olmayı istedim. Misafirlerimizin, özenle tasarlayıp hazırladığınız yemeği yemek için geliyor olması, yaptığımız işin ötesinde büyük bir motivasyon sağlıyor. Aslında farkında olmadan kötü bir günü güzelleştirme şansımız var; şefler bu anlamda bir nevi sihir yapıyor diyebilirim.
Ayrıca insanların bize güvenerek yaptığımız yemekleri deneyimlemesi ve bundan keyif alması, aramızdaki bağı daha da kuvvetli ve sihirli hale getiriyor. Yemek sadece bir ihtiyaç değil; aynı zamanda paylaşılan, hislerle dolu bir deneyim.
Yemek yaparken AR-GE çalışmaları yapmak ve kültürlerle harmanlamak bana büyük bir keyif veriyor. Farklı malzemeleri bir araya getirip uyum yakaladığımda, ortaya çıkan sonucun başarılı olduğunu görmek gerçekten heyecan verici. Kendimi adeta bir kimyager gibi hissediyorum. Çocukken renkleri karıştırıp yeni bir renk elde ettiğimizde hissettiğimiz o şaşkın ama mutlu his var ya... İşte tam da öyle bir duygu! Tüm bunları bir araya getirdiğimde, bu mesleği neden seçtiğimi en iyi böyle anlatabilirim.
Şefliğe nerede eğitim alarak ve nasıl başladın?
Şeflik yolculuğuma Yeditepe Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü’nde aldığım eğitimle başladım. Bu süreçte hem teorik bilgi edindim hem de mutfak sanatlarına olan tutkum daha da derinleşti. İş hayatımın ilk yıllarında bana yön veren bazı önemli deneyimler yaşadım. Mezun olduktan sonra........
© Gerçek Gündem
visit website