Anunnakileri beklerken
Güneş Sistemi'nde, bilinenlerin dışında, bugüne dek keşfedilmemiş Nibiru adlı bir gezegen daha vardır. 3.600 yıl süren eliptik bir yörüngeye sahip olan Nibiru, Güneş Sistemi’nin dış sınırlarında yer alması nedeniyle bugüne dek gözlerden uzak kalabilmiştir. Bu gezegenin sakinleri, Sümer metinlerinde geçen ve adları "Gökten Yere İnenler" anlamına gelen Anunnakilerdir. Anunnakiler, gezegenleri Nibiru'nun atmosferindeki bir deliği onarmak için gerek duydukları altını çıkarmak amacıyla, yaklaşık 450.000 yıl önce Dünya'ya inerler.
Başlangıçta madencilik işini kendileri yürüten Anunnakiler, bir süre sonra ağır çalışma koşulları nedeniyle isyan eder. Bu sorunu çözmek için Anunnaki liderlerinden Enki ve Ninhursag genetik mühendisliği teknolojisini kullanarak, Afrika savanaları ve Asya düzlüklerinde küçük topluluklar halinde yaşayan Homo Erectus’la Anunnaki genlerini melezler ve daha gelişmiş bir insan türü olan Homo Sapiens’i yaratırlar. Artık altın madenlerinde köle işçiler olarak bu yeni melez tür çalışacaktır.
Anunnakilerin bir kısmı yeni ortaya çıkmış bu türün kadınlarına ilgi duyar: “İnsanlar yeryüzünde çoğalmaya başlayınca, kızları oldu. Tanrı’nın oğulları insan kızlarının güzel olduğunu gördüler ve beğendiklerini karı olarak aldılar…Tanrı’nın oğullarının insan kızlarıyla evlendikleri, onların çocuklarını doğurdukları günlerde ve daha sonra da yeryüzünde Nefilim(1) vardı. Bunlar eski çağ kahramanları, ünlü kişilerdi.”(2)
Anunnakiler sonra da, 3.600 yılda bir gezegenimize gelir ve bilim ve teknolojide ilerlemesi için insanlığa, ileri astronomi, matematik ve mühendislik bilgilerini aktarırlar. Kuşkusuz ki Mısır Piramitleri onların bilgi ve teknolojisi olmadan yapılamazdı. Bu yapılar Anunnaki gözetiminde, uzay araçları için birer iniş işareti ve yönlendirme sistemi olarak inşa edilir. Firavunların kendilerini "tanrıların soyundan" görmesi de, Anunnakinin torunları olmaları nedeniyledir.
12. Gezegen
Yukarıda anlatılanların bir kısmı Zecharia Sitchin'in 1976’da yayımlanan "12. Gezegen" adlı kitabından, piramitlerle ilgili bölümse takipçilerinin onun “kuramına” yaptıkları eklentilerden biri.
Hepsine kısaca değinelim.
Anunnaki sözcüğü, An-unna-ki köklerinden oluşur; An (Babil’de Anu) kosmosun düzeninden sorumlu baba tanrıdır; Yunan mitolojisindeki, Zeus’un babası Kronos’la benzerlik gösterir; unna “çocukları” anlamındadır; ki “yer” anlamına gelse de burada iyelik ekidir. Yani Sümerce’nin çözüldüğü neredeyse yüz yıl öncesinden bu yana bu sözcük “Anu’nun çocukları” olarak çevrilir; ancak Zecharia Sitchin bunu “Gökten yere inenler” olarak okumakta ısrar eder (bu arada Sitchin’in ekonomi okuduğunu, arkeoloji ya da Mezopotamya dilleri konusunda bir eğitimi olmadığını ekleyelim).
Anunnaki başlangıçta, kozmik düzen ve gök tanrısı An; hava, rüzgar, fırtına tanrısı Enlil ve yer-su tanrısı Enki’ye bağlı geniş bir tanrılar ailesidir. Önceleri bir tanrılar meclisi olarak görülse de, daha geç tarihli Sümer ilahi ve krallık kitabelerinde bu kez yazgı ve ölümle ilişkilendirilir.........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein