menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Alevi misin, Sünni misin?

12 0
15.03.2025

Suriye’de yaşanan Alevi katliamı sonrası Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komiserliği’nin yayınladığı ilk raporda katliamdan kurtulanlar, evlerine yapılan baskınlarda çetelerin ilk sorusunun “Alevi misin, Sünni misin” sorusu olduğunu belirtmişler!

Alevi nefreti hiç bitmediği için bu soru da asırlardır hiç bitmiyor, üstelik coğrafya da tanımıyor.

Alevi nefreti öyle bir nefret ki, birçok zaman kitapların sayfalarından, televizyon ekranlarından kopup eyleme ve katliama dönüşüyor, 1970’lerde Maraş, Sivas ve Çorum’da olduğu gibi kentlerde yaşanan katliamlarla en üst noktaya varıyor.

Kimi zaman da 2 Temmuz 1993 Sivas Madımak’ta olduğu gibi çocuğunu omzuna alıp “Yakın ula yakın…” çığlıklarıyla otelde insanları yalnızca Alevi oldukları için diri diri yakmaya varıyor ya da Çubuk’ta olduğu gibi televizyon ekranlarında “Yakın bu evi!..” çığlıkları yankılanıyor!

Bu nefret, geçtiğimiz hafta bu kez Suriye’de toplu katliam olarak ortaya çıktı.

Cihatçı selefiler Alevileri çoluk çocuk diye ayırmadan katlettiler.

Katledenler yalnızca Suriyeli selefiler de değildi. Özbek ve Çeçen çeteler katliamda başı çektiler.

Katledenler o kadar rahatlardı ki, sergiledikleri vahşeti videoya çekip bir övünç kaynağı olarak sosyal medyada da paylaştılar.

Suriye’deki katliam aslında “Geliyorum” diyordu.

8 Aralık’tan sonra Suriye’nin Şam dahil, Alevilerin yoğun yaşadığı Lazkiye, Tartus, Hama ve Humus gibi birçok kentinde ama özellikle de köylerinde Alevilere yönelik saldırılar, tacizler, mala el koymalar ve cinayetler yaşanıyordu.

Çünkü........

© Gazete Pencere