Yargı, adalet, sendika, gençlik...
Saymışlar, Adalet Bakanı Nisan ayı boyunca kırk kez “Türkiye’de yargı bağımsızdır” demiş. Kırk kez.
“Kırk defa söylersen olur” diye bir laf vardır halk arasında. Bizim bakan da bu formülü uyguluyor anlaşılan. Kırk defa söyleyince yargımız bağımsız oluverecek zahir.
Sen onu kırk defa kameralara söyleyeceğine, bir kez olsun cesaretini topla da patronuna söyle Sayın Bakan! Bir işe yara...
Nisan bitti Mayıs oldu, yargı hâlâ bağımsız değil. Eski tas eski hamam. Yürütmeye biat etmiş, yürütmenin emrinde, yürütmenin ağzının içine bakan yargımız hep aynı...
Anayasa Mahkemesi’nin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına rağmen Osman Kavala’yı, Selahattin Demirtaş’ı, Can Atalay’ı zindanda çürütürken, Ana Muhalefet Lideri’ne saldıran evlât katilini şartlı salıveren yargımız, adaletimiz...
Gözaltına al, tutukla... Davaları zamana yay. Yatarı olmayan suçların duruşmasını altı ay sonraya ertele. Eziyet et. Al sana yargı.
Adaletin en temel ilkelerinin başında ‘masumiyet karinesi’ gelir diye öğrendiydik. Bir kişinin suçu mahkeme kararıyla saptanana kadar o kişi masum sayılır demekti o ilke.
Adalet Bakanı’nın hukuk devleti olduğunu iddia ettiği bizim ülkemizde böyle olmuyor........
© Gazete Pencere
